16 ve 17. Yüzyıl'da yaşamış olan Kürt âlim, şair ve edebiyatçı molla Ahmet el-Cezeri'nin hayatını, Divanı'nı ve kasidelerini konu alan ve 2 gün sürecek olan 3. Uluslararası Molla Ahmed el-Cezeri sempozyumuna Prf. Dr. İhsan Süreyya Sırma ile Irak, İran, Bosna Hersek ve yurt içinden onlarca akademisyen katıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleri, Valilik, Şırnak Üniversitesi ve Cizre Kaymakamlığı iş birliğiyle bir otelde gerçekleştirilen sempozyumun açılışında Kur'an-ı Kerim ve İstiklal Marşı okundu, Melaye Ciziri'nin yaşamını anlatan video gösterimi yapıldı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sempozyuma ilişkin mesajı dinletildi.
2 gün sürecek sempozyumun açılışında konuşan Şırnak Valisi Birol Ekici, bugün Melaye Ciziri'nin bilgi anlayışını tartışacaklarını söyledi.
Melaye Ciziri'nin yaşadığı döneme dikkat çekmek istediğini ifade eden Ekici, "Melaye Ciziri'nin yaşadığı dönemde dünyanın en büyük şehri İstanbul ve en güçlü devleti de Osmanlı İmparatorluğu'dur. Bu enerji ile Anadolu topraklarında Hacı Bektaşi Veli, Mela-i Ciziri, Mevlana yetişmiştir. Bosna Hersek’e kadar gitmişlerdir." dedi.
Şırnak'ta ve bölgede sağlanan gelişmelere değinen Ekici, şunları kaydetti, "Şırnak artık karanlık bir konuyla anılmıyor. Birlik, beraberlik, üretim ve başarıyla anılıyor. Türkiye'de 111 bin 600 varil petrol üretilmiş, bunun 56 bin 700 varili bu topraklarda üretilmiştir. Burada 300 mühendisimiz var, bu bölgenin çocukları çalışıyor, 3 bin işçi çalışıyor burada. Bu sayı hızla artacak. Önümüzdeki yıl 100 binlere, 200 binlere, hatta 300, 500 binlere ulaşacak." dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan da insanlık vicdanının yaralandığı ve her gün büyük acıların, vahşetlerin yaşandığı bu çağda insan onuru ve haysiyetini yeniden ayağa kaldıracak güçlü bir sese ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü insan yaratılanların en şereflisi ve bu acıları hak etmemektedir. Tüm medeniyetlerde olduğu gibi bizim medeniyetimizde de insanlık onurunu ayağa kaldıracak, insana insan duyduğu için değer veren ve onu yücelten fikirler ve ilim insanları var olmuştur." diyen Orhan, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Melaye Ciziri'nin bu isimlerden sadece birkaçı olduğunu belirtti.
Bugün Melaye Ciziri için bir araya geldiklerini dile getiren Orhan, Melaye Ciziri'nin düşüncelerine değinerek, "İçinde bulunduğumuz topraklar tarihin ve sosyolojinin laboratuvarıdır adeta. İşte tam da bu noktada Melaye Ciziri'nin sesine, düşüncesine her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Akademik dünya Melaye Ciziri'nin sesini ve yansımasını duymalı, ona göre insanlığa ve sabra şifa olacak reçeteler sunmalıdır. Şırnak Üniversitesinin bugün üçüncüsünü düzenlediği bu çalışmayı da takdirle ve minnetle karşılıyoruz. Tüm bu süreçlere öncülük eden hatta 14 yıl evvel Van'ın Bahçesaray ilçesinde bu süreçleri başlatan, ardından o karanlık tozlu raflara hapsedilmiş olan büyük Kürt düşünür, şair, mutasavvıf ve o büyük tarihi kültürel kaynaklarımızı 2010 yılında gün yüzüne çıkaran ve insanlığa, insanımıza sunmaya başlayan, Kürtçe klasik edebi eserlerin basımından dolayı Sayın Cumhurbaşkanı'mıza huzurlarınızda şükranlarımı arz ediyorum ." ifadelerini kullandı.
Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Alkış, "Ülkenin en değerli somut olmayan kültürel miraslarından birisi de tasavvuf anlayışı ve tasavvuf kültürüdür. Tüm medeniyetlerin mirasçısıyız. Kültür ve Turizm Bakanlığı da faaliyetlerinde bu gerçeklikten yola çıkarak hareket etmektedir. Divan metni bölge insanı tarafından öyle benimsenmiş ki zamanla çevrede Divan hafızları ortaya çıkmıştır. Özellikle Cizre pek çok divan hafızının yaşamış olduğu şehirlerdendir. Cizre ile ilgili yaptığımız inceleme ve araştırmalarda El- Cezeri'nin nisbesini kullanan 100'den fazla eser sahibi âlim ve arif bulunmaktadır. Cizre aynı zamanda dünyanın büyük aşk destanlarından birisinin yaşandığı ve yazıldığı yerdir. Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı'nın bir benzeri Mem-u Zin adıyla burada yaşanmış ve Şeyh Ahmed-i Hani gibi bir şair tarafından kaleme alınmıştır." diye konuştu.
Cizre Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar ise Melaye Ciziri, Feqiye Teyran ve Ahmed-i Hani'nin bölgede varlık gösteren ve birbirini tamamlayan 3 büyük Kürt mütefekkir edebiyatçı ve şair olduğunu belirterek, sempozyumun bu yılki temasını "Mela ve bilgi anlayışı" olarak belirlediklerini söyledi.
Baycar, şöyle dedi, "Melayi Ciziri'nin şiir, beyit ve kasidelerindeki engin bilgi, derin felsefe ve tasavvufi yatkınlık bizi bu karara sevk etmiştir. O, yaratılan her şeyde yaratanı bulmuş, her bir varlıkta O'nu görmüş ve her şeyin özünde O'na ulaşmayı amaçlamıştır. 2 gün boyunca tüm bunların ve Cizîrî'nin eserlerinin keşfedilmemiş birçok yönünün konuşulacak ve tartışılacak olması bizi heyecanlandırmaktadır. Cizre, ilim ve bilimin, akıl ve kalbin birlikteliğinin, uyumunun yegâne örneğidir. Sibernetiğin kurucusu İsmail Ebul-iz El Cezeri akla pencereler açmış, Melaye Ciziri ise gönül dünyasına girmiştir. Kırmızı Medrese'de 30 yıla yakın müderrislik yapmış ve son nefesini burada vermiştir. Ömrünü ilime, bilime ve tasavvufa adayan Melaye Ciziri'ye Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyorum."
Sempozyumun düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Ahmet Özdemir, "Cizre'de doğup, büyüyen Melaye Ciziri medrese âlimi, tasavvuf ehli ve şairdir. Konya için Mevlana hazretleri ne ifade ediyorsa aslında Cizre, Şırnak ve bu bölge için de Melaye Ciziri aynı şeyi ifade etmektedir. Bosna Hersek, İran ve Irak'tan da akademisyenlerin katıldığını ifade ederek, Melaye Ciziri'nin ulusal ve uluslararası platformlarda daha iyi tanınmasına katkı sağlayacak sempozyumun hayırlı olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
Sempozyumun açılışına, İl Emniyet Müdürü Serdar Büyükleblebici, Ak Parti İl başkanı İbrahim Halil Erkan, TSO başkanı Osman Geliş, kurum müdürleri, akademisyenler ve vatandaşlar katıldı. (İLKHA)