DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'nin istikrarı, bölgenin istikrarı demektir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'de yeni bir dönem başlamıştır. Suriye'nin istikrarı bölgenin istikrarı demektir. Son 13 yılda tüm bölge bu sıkıntıları çekmiştir. Türkiye bu süreçte itilafın başından bu yana olduğu gibi Suriyeli kardeşlerimize desteğimiz sürecek" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Ortak basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan, Suriye'nin istikrarı için Lübnan'la mutabık olduklarını belirterek, "Türkiye ve Lübnan olarak müşterek hedefimiz, Suriye'yi yeni bir şevkle ayağa kaldırmaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Aziz kardeşimle Suriye'deki gelişmeleri de etraflıca değerlendirdik. Suriye'de artık yeni bir dönem başlamıştır. Suriye'nin iki önemli komşusu olarak birlikte hareket etmemiz gerektiği hususunda mutabıkız. Suriye'nin istikrarı, bölgenin istikrarı demektir. Suriye'deki kargaşanın sıkıntısını da son 13 yıldır tüm bölge çekmiştir. Tıpkı bizim gibi Lübnan'da Suriyeli kardeşlerimize tereddütsüz kucağını açmış, ev sahipliği yapmıştır. Suriye'nin yeniden imarıyla günlük yaşamın normalleşmesi önceliğimizdir.

Tüm kesimlerin temsil edildiği kapsayıcı ve kuşatıcı daimi bir idarenin teşkili Suriyeliler kadar biz bölge ülkeleri için de önem arz ediyor. Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunması da aynı şekilde ülkemizin asla taviz vermeyeceği bir başka husustur. İlk günden beri bölücü emellerle ilgili tutumumuzun ne olduğunu söyledik, tüm dünyaya ilan ettik, kararlılığımızı ortaya koyduk.

Türkiye bu süreçte, ihtilafın başından bu yana yaptığı gibi, Suriye halkının yanında duracak gereken her türlü katkıyı sağlayacaktır. Suriyeli kardeşlerimize buradan şu mesajı iletmek istiyorum. Bu dönem, birlik içinde, dayanışma içinde, karşılıklı uzlaşı ile hareket edilmesi gereken kritik bir dönemdir. Basiret ve ferasetiyle Suriye halkının, Allah'ın izniyle bu süreci alnının akıyla yöneteceğine yürekten inanıyorum.

Türkiye ve Lübnan olarak müşterek hedefimiz, Suriye'yi yeni bir şevkle ayağa kaldırmaktır. Biz kardeşliğimizin ve komşuluğumuzun gereğini neyse, dün olduğu gibi bugün ve yarın da yapmaya devam edeceğiz. Tabi bu sürecin başarıyla sonuçlanması için uluslararası toplumun güçlü desteğine ihtiyaç var. Suriye'nin istikrarının, bölgenin istikrarı anlamına geldiğini bilen herkesin bu sürece katkı vermesini bekliyoruz. Bunu da samimiyetle arzu ediyoruz. Bu düşüncelerle Aziz Kardeşim, Başbakan Mikati'ye ziyaretleri için tekrar teşekkür ediyorum. İstişarelerimizin hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Başbakan Sayın Mikati ve heyetini ülkemizde misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kendilerine bir kez daha sizlerin huzurunda Ankaramıza, ülkemize hoş geldiniz diyorum. Lübnan, tıpkı Kardeş Filistin gibi geride bıraktığımız yılı İsrail tehdidi ve saldırganlığıyla tamamladı. Lübnan'da bugün ateşkes sağlanmış olsa da ateşkese giden süreçte bir milyondan fazla insan yerlerinden edildi. Dört binden fazla Lübnanlı ise İsrail tarafından katledildi. Bugün bir kez daha kendilerine yüce Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve Lübnanlı kardeşlerimize bas sağlığı diliyorum.

Üstelik bu israil'in Lübnan'a ilk saldırısı da değildir. Geçmişte de Lübnan benzer tacizlerle muhatap olmuştur. Gelinen noktada herkes şunu görmelidir. Lübnan'ın güvenliği bölgenin istikrarından ayrı değerlendirilemez. Gazze'de ateşkes ve kalıcı barış sağlanmadan da bölgemiz huzura kavuşamaz. Her fırsatta ifade ettiğim bir hakikati bugün tekrar vurguluyorum. Her kim daha fazla kan dökerek, daha fazla yıkarak, yok ederek, sivil katlederek güvenliğini artıracağına inanıyorsa vahim bir yanlışın içindedir.

israil hükümetinin halen bu gerçeği anlamadığına, daha doğrusu anlamak istemediğine şahit oluyoruz. Türkiye, israil saldırganlığına karşı elindeki tüm imkanlarla Lübnan'ın arkasında durmuş, insani yardımlarını sürdürmüştür. Bu süreçte değerli kardeşimle düzenli istişare halindeydik. Sayın Mikati'yi ülkesinin bu zor döneminde sergilediği liderlikten ötürü samimiyetle tebrik ediyorum.

Kendisiyle ve heyetiyle bugün yaptığımız istişareleri işte bu arka plan ışığında gerçekleştirdik. İsrail'in ateşkesi harfiyen uyması ve Lübnan'da yol açtığı zararı tazmin etmesi için uluslararası toplum tarafından baskının sürdürülmesi gereklidir. Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.

Türkiye ile Lübnan arasında çok geniş bir yelpazede iş birliği mevcuttur. Bugünkü görüşmelerimizde bu iş birliğimizin geliştirilmesi noktasında atabileceğimiz adımları ele aldık. Lübnan halkının birliğine ve iç barışına katkılarımızı sürdüreceğiz. Lübnan'ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüsün karşısındayız. Bunu Sayın Mikati'ye de çok net biçimde ifade ettim." (İLKHA)