Sağlık

Depresyon beyindeki duygusal düzenleme süreçlerini bozuyor!

Depresyonun, beyin fonksiyonlarını etkileyen, umutsuzluk ve çökkünlük gibi duygusal belirtilerle birlikte bedensel şikayetlerin de görüldüğü psikiyatrik bir hastalık olduğunu dile getiren uzmanlar, tedavi edilmediğinde, zamanla yeti yitimine ve bunamaya neden olabileceğini söylüyor.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emine Yağmur Zorbozan, beyindeki duygusal düzenleme süreçlerinin kompleks bir şekilde yönetildiğini ve bu alanlardaki herhangi bir bozulma veya yapısal rahatsızlığın duygu regülasyonunda sorunlara yol açabildiğini kaydetti.

Zorbozan, depresyonun beyin fonksiyonları üzerindeki etkilerini ve tedavi yöntemlerini değerlendirdi.

Depresyon, beyin fonksiyonlarını etkileyen psikiyatrik bir hastalık

Depresyon, beyin fonksiyonlarını etkileyen, umutsuzluk ve çökkünlük gibi duygusal belirtilerle birlikte bedensel şikayetlerin de görüldüğü bir psikiyatrik hastalık olduğunu dile getiren Zorbozan, “Tedavi edilmediğinde, zamanla yeti yitimine ve bunamaya neden olabilir.” dedi.

Duygu regülasyonunda sorunlara sebep olabiliyor

Hadiseleri anlamlandırma, yorumlama ve bu yorumların sonucunda duygular hissetmenin beynin çeşitli alanları tarafından iş birliği içerisinde kompleks bir şekilde yönetildiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Emine Yağmur Zorbozan, beyindeki bu alanlardaki herhangi bir bozulmanın da iletim sıkıntısına ya da yapısal rahatsızlıkların duygu regülasyonunda sorunlara sebep olduğunu kaydetti.

Depresif süreçlerden limbik sistem de etkileniyor

Depresif süreçlerde özellikle beynin prefrontal korteks denilen düşünce ve yorumlamadan sorumlu alanının ve aynı zamanda limbik sistemin de etkilendiğini ifade eden Zorbozan, “Depresyon teşhisinde tanı klinik olarak konulur, yani muayene eden hekim kişiden alınan bilgileri, kişinin biyolojik ve nöropsikolojik verilerini bir arada değerlendirerek bir tanı koyar. Beynin anatomik yapısı hakkında bilgi veren MRG ve fonksiyonel durumu gösteren EEG, ilk psikiyatrik başvurularda mutlaka yapılmalıdır. Depresyona neden olabilecek kitle, beyin yapısında küçülme, epilepsi gibi hastalıklar dışlanmalıdır. Yapılan son araştırmalarda EEG değişikliklerinin depresyon tanısında biyolojik marker olarak kullanılabileceği ve hastalığın gidişatı ile ilgili ön görülerde bulunabileceği gösterilmektedir.” diye bilgi verdi.

MRG ve EEG, ilk psikiyatrik başvurularda mutlaka yapılmalı

Depresyon tanısı klinik olarak konulurken, hastanın biyolojik ve nöropsikolojik verilerinin bir arada değerlendirildiğini dile getiren Zorbozan, “Beynin anatomik yapısı hakkında bilgi veren MRG ve fonksiyonel durumu gösteren EEG, ilk psikiyatrik başvurularda mutlaka yapılmalıdır. EEG değişiklikleri, depresyon tanısında biyolojik marker olarak kullanılabilir ve hastalığın gidişatı hakkında öngörülerde bulunabilir. Depresyon dikkat yürütücü işlevler gibi birçok frontal işlevde aksamaya neden olabilir. Depresyon genç erişkinlerde unutkanlık, umutsuzluk kararsızlık bilişsel sis gibi birçok kognitif sorunun en sık sebebidir.” dedi.

Yürüyüş depresyona iyi geliyor

Zorbozan, “Yürüyüş, meditasyon ve diğer egzersizler beynin belirli bölgelerini aktive ederek dopamin, seratonin, oksitosin ve endorfin gibi maddelerin salınımını sağladığı için depresyon sağaltımında ilaçlar ve psikoterapilerden sonra en etkili yöntemlerdendir.” şeklinde bilgi verdi. (İLKHA)