Röportaj

Dr. Çavdari: Bangladeş'te askeri yönetim sivil yapılanmada yana tavır aldı

Bangladeş'te hükümetin belli bir zümreye imtiyaz tanımasından rahatsız olan üniversiteli gençler tarafından başlatılan ve bir halk hareketine dönüşen protestolarla ilgili konuşan Pakistanlı Dr. Nedim Çavdari, yönetimi idare eden ordunun darbe yerine sivil bir yönetimi desteklediğini ve bunun için gerekli adımları attığını, kısa sürede geçici hükümetin kurulacağını söyledi.

Hindistan'ın desteğiyle yıllardır yönetimde olan ve halkın ciddi rahatsızlık duyduğu Şeyh Hasina Vecid, artan protestoların ardından ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Bangladeş'in kurulmasına destek verenlere ciddi imtiyaz tanınması ve üniversite okumaları halinde bile devlet dairelerinde işe girme olanaklarının çok düşük olması sebebiyle başlayan protestolar, halk hareketine dönüşerek bir devrimin oluşmasına vesile oldu.

Ülkede yaşanan gelişmelerin sebebi, bundan sonra olabilecek gelişmelerle ilgili İLKHA muhabirine konuşan Pakistanlı Dr. Nedim Çavdari, "Aslında Bangladeş'teki olaylar veya Hasina hükümetine yönelik olaylar son 16 yıldır hükümeti elit bir tabakayla yönetmesinden kaynaklanıyor. Bu elit tabaka, hükümette kalabilmek için değişik bahanelerle oluşturuldu. Pakistan 1971'de Hindistan'dan ayrılırken en büyük mücadeleyi Bangladeş bölgesindeki insanlar vermişti. Bazı sebeplerden dolayı, 1960-70'li yıllarda bir grup Bangladeş'ten ayrılma kararı aldı. Halk bu karara razı değildi. Özellikle Cemaati İslami ve buna benzer yapıların, Pakistan'ın oluşmasında kanını, canını verenlerin bunu bir anda hazmetmeleri, bu kararı almaları zor oldu. Bu karar verildiğinde Cemaati İslami gibi kesimler ayrılmadan yana tavır almadılar. Bir taraftan böyle bir mücadele verilirken Hindistan'ın desteğiyle Bangladeş kuruldu. Tüm bu kavga ve gürültü içerisinde zarar görenler de oldu. Bangladeş'in ayrılması için mücadele eden gruplara ve ailelerine bir imtiyaz tanındı. Önce 30-40 bin insan için hükümette kota ayrıldı. Örneğin Türkiye'de deprem olan bir bölgede mağdur olanlar için belli bir süre iş imkânı sağlanması için imtiyaz tanınabilir ama bu ebediyen olmaz. Burada süreç gittikçe arttı ve Hasina'nın etrafındaki grup büyüdükçe büyüdü. Bu sayı zamanla 90 bin, sonra 300 bin oldu." dedi.

"Geçen hafta ülkede internet kesildi, olaylarda kaç kişinin öldüğü bile belli değil"

Çavdari, "Aslından bu son kavganın sebebi, bu kotadan istifade eden kitlenin yüzde 54-56 olduğu bilgisi var. Bu sayı Bangladeş'in yüzdelik oranı değil Bangladeş'in oluşumunda mücadele eden ve mağdur denilen kitlenin çocukları, torunları, torunlarının torunları için ayrılan kontenjan. Geri kalan yüzde 46'lık kesim tüm Bangladeş için geçerli. Bu gençlere acaba kontenjandan yüzde kaç düşüyor? İnsanların çocukları üniversite okuyor ama hükümette görev alamayacak. Gençler bu durumu protesto etti. Devlet de baskıyla 'bu meclisten çıkmış bir karardır uygulanacak' deyince öğrenciler, kararı yüksek mahkemeye taşıdı. 10 Temmuz'da mahkemeden çıkan karara göre yasanın meclisten geçtiği ve uygulanacağı belirtilince olaylar büyüdü. Böylece yarın devlette iş bulamayacak olan gençler ayaklandı. Bu sadece Cemaati İslami'nin gençliği değil tüm gençliğin bir ayaklanmasıydı. Ancak bunu Cemaati İslami gençliğine mal ettiler ve ardından 5 genç öldürüldü. Böylece olaylar daha da büyüdü ve bir üst mahkeme kararı iptal ettiğini duyurdu ama iş işten geçmiş oldu. Ardından sayısı belli olmamakla birlikte yüzlerce kişinin öldüğü haberleri çıktı. Sadece bu da değil geçen hafta internet de kapatılarak gençlik hareketine katılanlara evlerinde baskın düzenlendi. Kimisi öldürüldü, kimisi darp edildi, kimisinin ailesi de zarar gördü." diye konuştu.

"Genelkurmay başkanı halka karşı silah kullanmayı reddetti"

Şu anda kaç kişinin öldüğü belli olmadığını, bazı kaynaklarda binlerce kişinin öldüğünün aktarıldığını Aktaran Çavdari, "Böyle olunca tüm ülkede bir hareket başladı. Hasina hükümeti de gerçekten isteklerini canice yerine getirmek istiyordu. Yaşananların ardından kota düşürüldü ama bu kadar insan öldükten sonra faydası olmaz. Bunun üzerine hareket büyüdü, askeriyeyi kullanmaya kalktı. Genelkurmay Başkanı da 'biz silah, bayrak ve Kur'an-ı Kerim üzerine yemin ederken silah ile halkı öldürmek için değil korumak için yemin ettik' diyerek kendi halkına karşı silah kullanmayı reddetti. En son o kadar baskıya maruz kaldı ki en son Şeyh Hasina ve yandaşlarına, '45 dakika içerisinde ülkeyi terk edin' dedi. Genelkurmay başkanı aynı zamanda Şeyh Hasina'nın da akrabasıdır. Ona kolaylık sağlamak için askeri helikopter ile onu Hindistan'a gönderdi." şeklinde konuştu.

Hindistan'ın baskısıyla belli bir zümreye tanınan imtiyazlar halkın ayaklanmasına sebep oldu

Aslında Bangladeş'in belli bir zümrenin, ulusalcı bir kitlenin devleti haline getirilmek istendiğini vurgulayan Çavdari, "Son 20 yıldır Hasina'nın arkasında Hindistan'ın olduğunu çok iyi biliyoruz. Bangladeş'in alt tarafı da Hindistan, arka tarafı da Hindistan. Bangladeş'in arka tarafından Hindistan'ın 7 ili var. Oraya tren yolu götürmek için anlaşmalar imzaladı. Bangladeş'in en büyük ikinci limanını Hindistan'ın kullanımına sundu. Aslında bu imtiyazlar, Hindistan'ın baskısıyla belli bir zümreye veriliyor. Halk bunu anladı ve bu durumu ortadan kaldırmak için ayaklandı. Belki anladığımız şekilde bir devrim değil ama inşallah bundan sonra pozitif yönde bir devrim haline gelir. İnşallah bu süreç Bangladeş için hayırlı olacak." ifadelerini kullandı.

Nobel ödüllü Muhammed Yunus'un başkanlığında bir hükümetin kurulabilir

Ülkenin geleceği ile ilgili konuşmanın henüz erken olduğunu söyleyen Çavdari, son olarak şu ifadeleri yer verdi:

"Mutlaka bir değişim olacak. İnşallah pozitif bir değişim olur. Bu saatten sonra halkı kandırma politikası olmaz inşallah. Şu anda askeriye kontrolü tamamen ele almadı. Askeri darbe yapmadan geçici bir hükümetin kurulmasından yana tavır aldı. Şu anda orada Nobel ödüllü Muhammed Yunus'un başkanlığında bir hükümetin kurulması konuşuluyor. Bu hükümetin ardından seçim yapılması planlanıyor." (İLKHA)