Röportaj

Eğitimci Yavuz: Anne babalar kitap okursa çocuklar da okur

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, anne babanın kitap okumasının çocuklara da kitap okumayı sevdireceğini söyledi.

Son yıllarda sosyal medyaya ilginin artması kitap okuma oranlarının da düşmesine neden oluyor. Kitap okumanın önemine dikkat çeken Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, kitap okumanın sadece öğrencilere has olmadığını, anne babaların da düzenli bir şekilde kitap okumaları gerektiğine vurgu yaptı.

Yavuz, özellikle çocuklarda ve gençlerde kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.

Son zamanlarda kitap okuma kültürünün azaldığını belirten Yavuz, "Biraz daha az okuyan bir toplumuz. Basılan kitap sayısından birçok göstergeden bu sonuç çıkıyor. Bir taraftan da son yıllarda sivil toplum kuruluşları hem Milli Eğitim Bakanlığının çok büyük çabası var. Projeler yürütülüyor. Biz de sendika olarak Genç Memur-Sen teşkilatımızla çocuklarımızın kitaplarla buluşturduğumuz 'Bir Bilenle Bilge Nesil Projesi' diye öğretmenlerin rehberliğinde bakanlık onaylı kitapların okunması, tahlil edilmesi, bazı çocuklarımızın bu konularla ilgili kompozisyon yazması ve yarışmacıları ödüllendirmemiz hakeza diğer sivil toplum kuruluşlarımızın bundan çok anlamda epey bir yol aldığını düşünüyorum. Bu çabalar öğrencilerimize bir okuma alışkanlığı kazandırır ve bir aşamadan sonra çocuklar artık kitabı normal tüketim malzemesi gibi arar araştırır ve seçerek okur. Bu çok anlamlı, buna destek vermek lazım. Çocuklarımızı yönlendirmek lazım. Bizim uzun yıllar söylediğimiz bu çalışmaların yanında okullardaki arkadaşlarımızın bu eski bir çaba ama giderek daha bilinçli hale geliyor. Yıllar önce okullarda ders saatini okuma saati yapıyorduk. Okuldaki öğretmen idare bütün personel okuma saatinde bir duyarlılık oluşsun gündeme gelsin diye bunlar önemli çalışmalardı. Epey bir yol alındı." dedi.

"Okumaya en büyük engel eğitim sistemimizin sınav esaslı olmasıdır"

Yavuz, "Toplum olarak bir şey yapmak gerekir. Bunu sadece bakanlık, sadece veliler, sadece öğrenciler, sadece sivil toplum değil de çocuklarımızı ders kitapları ve içeriği dışında okumaya, hatta diğer etkinliklere yönlendirebilmemizin önündeki en büyük engel; eğitim sistemimizin sınav esaslı olmasıdır. Bu anlamda öğretmenlerin tavsiyeleri çok kıymetli. Özellikle yaşa uygun kitap seçimi noktasında öğretmenlerin rehberlik yapması alt sınıflardayken hikayeler ondan sonra çocukların zihin dünyalarına uygun kavramlar içeren ama giderek klasiklere doğru gelip daha sonra da zaten üniversite hayatında kendisi okuyacağı kitapları kendi ilgi alanına göre seçebilir. Kitap seçimi önemlidir. Çok okuyup ama zarar görecek kitaplar değil de bizim çocuklarımızın, bizim insanımızın özellikle genç neslin bizim kendi tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi, dinimizi, inancımızı, ahlakımızı, örf ve adetlerimizi bilmesine ihtiyaç var. En büyük problemimiz de Batı hayranlığıdır. Modern kültürün etkisinde çocuklarımızın bu duygularla kitap seçimi belki alternatifliği, bir düşünceyi işleyen bir kitap seçildiğinde, bir başka bakış acısıyla, bir başka yazar, bir başka kitabı da okuması önemlidir. Bunlar yapıldığında bir zaman sonra, zaten özellikle lise çağındaki çocuklarımızın kendi kitap seçimleri sağlıklı olacaktır." ifadelerine yer verdi.

"Seyahatte ayaktayken bile kitap okuyan insanlarımızın olması çok güzel şeyler"

Konuşmasının devamında Yavuz, şunları aktardı:

"Aslında şöyle bir görüş var. Kitap okumayı belli saati planlayıp bulduğu her fırsatta bir sayfa bile olsa kitap okuyanlarız. Bu da şunu getirir; günümüzde metroda, otobüste, yolculukta, seyahatte ayaktayken bile kitap okuyan insanlarımızın olması çok güzel şeyler. Öğrencilerimizle ilgili dersleri, ödevleri normal günlük yapacağı çalışmaları aksatmadan kendi planları çerçevesinde bir yere oturtmaları lazım. En kestirme yolu şu; yatmadan önce mutlaka bir parça kitap okuyup ondan sonra günü tamamlamak ve istirahate geçmek tavsiye edilen yöntemdir."

"Anne babanın kendisi yapmadığı şeyi çocuk yapmaz"

Çocukların kitap okumasının yolu ebeveynlerin kitap okumasından geçtiğinin altını çizen Yavuz, "Bu noktada bayağı çalışma yapıldı. Kitap kafeler, okullarda yürütülen projeler, kitap hediye etmeler, yarışmalar, sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü yarışmalar, ödüllendirme sistemi üzerinden yürütülen çalışmalar çok kıymetlidir. Veliler, anne babalar, öğretmenler, okullarda yapılan çalışmalar hepsinin bir anlamı var. Ben de onu yapmak lazım diye düşünüyorum. Anne babalar okursa çocuklar da okur. Aile ortamında mesai saatleri ve uyku saatleri dışında sosyal medya kullanımı, televizyon izlenmesi akşamlar, günler veya hafta sonları nasıl geçiriliyor. Bu çok önemlidir. Anne babanın kendisi yapmadığı şeyi çocuk yapmaz. Önce örnek alması lazım. Çocuklar anne babanın izinden gider. Onun için aile olarak bunun önlemini almak lazım. Televizyona, sosyal medyaya ve internete bir sınır koyabilmek lazım. Bu zordur. Çok kolay başarılan bir şey değildir ama istendiğinde yapılır. Eğer bir başarı isteniyorsa hem okul başarısı hem de öğrencinin hayata hazırlanması hem kültürlü, kendini bilen, talimini bilen, belli okuma düzeni içerisinde olan nesiller isteniyorsa bunu yapmak lazım. Bunu yapan ailelerin çocukları sınavlarda zorlanmadığı gibi çok güzel yerlere de geliyorlar." şeklinde konuştu. (İLKHA)