GÜNCEL

"Gazze ve Lübnan'daki şehitlerimiz, döktükleri kanlarıyla ümmetin vahdet ve birliğini sulamaktadır"

İTTİHADUL ULEMA tarafından gerçekleştirilen 9'uncu Âlimler Buluşması programına katılan Alimler, Filistin ve Gazze meselesinin sadece toplantılardan ibaret olmadığını belirterek akıtılan kanların ümmet üzerinde oluşturduğu diriliş ruhuna dikkat çekti.

Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA); İslam coğrafyasından âlim, akademisyen, siyasetçi, STK temsilcileri ve kanaat önderlerinin katılımıyla her yıl düzenlediği Alimler Buluşması'nın 9'uncusunu geçtiğimiz hafta sonu Diyarbakır'da gerçekleştirdi.

Gerçekleştirdiği alimler buluşmasıyla İTTİHADUL ULEMA'nın büyük bir rol üstelendiğini belirten katılımcılardan Molla Sahap Korkutata, "İslam âlemini bir araya getirme kapasitesine sahip olan bu yapı, yolun hakikatini idrak eden bir niteliğe sahiptir. İlk kurulduğunda bu kadar hacimli olacağı tahmin edilmezdi ancak bir işin başında ulemalar varsa ve ilim ile devam ederse, o iş değerli olur. Bu sebeple İTTİHADUL ULEMA'yı tebrik ediyoruz." dedi.

Sahap Korkutata

Filistin ve Gazze meselesinin sadece toplantılardan ibaret olmadığının altını çizen Korkutata, "İTTİHADUL ULEMA'nın çabalarıyla şimdiye kadar Filistinli kardeşlerimize maddi yardım, mitingler ve psikolojik destek sağlayan önemli çalışmalar yapılmıştır. Dolayısıyla bu girişim başarılıdır ve son derece büyük bir iştir; asla küçümsenmemelidir. Yapılan bu toplantı, Gazze'deki kardeşlerimize umut verecek ve israili zelil edecektir." ifadelerini kullandı.

"Müslümanların fitneye kapılmamaları gerekir"

Son zamanlarda İngiliz ve Suudi Arabistan bağlantılı bazı gruplar, Müslümanların akıl dengesini bozmaya yönelik girişimlerde bulunduğunu ifade eden Korkutata, "Aramıza ırkçılık ve mezhepçilik tohumları ekmeye çalışmışlardır. Fakat İTTİHADUL ULEMA'nın bakış açısı nettir. Müminlerin fıtratı, mazlumun yanında yer almayı gerektirir. Bu nedenle, Müslümanların fitneye kapılmamaları gerekir. Aksi takdirde israil, İngiltere ve ABD kazanırken Müslümanlar kaybedecektir." şeklinde konuştu

Son zamanlarda artan taassup ve ırkçılık akımlarının İslam'a ve Müslümanlara verdiği zararı dile getiren Korkutata, "Taassuptan ve ırkçılıktan vazgeçmek şarttır, çünkü bu durum ümmetin parçalanmasına ve dağılmasına neden olur. Bugün Lübnan, kendini HAMAS'a kurban ediyor. Bu nedenle bizlerin de aynı şuurla düşünmesi başarı için elzemdir." ifadelerine yer verdi.

Muhammed Emin Demir

"Sorumluluk sahibi âlimlerin bir çaba içinde olması gerekir"

Din görevlileri, âlimler ve toplumu dini konuda aydınlatmakla mükellef olan kişilerin ciddi bir sorumluluklarının olduğunu aktaran Muhammed Emin Demir, siyonistlerin ve arkalarında bulunan tüm müstekbir güçlerin bir araya gelerek Müslümanlara karşı tüm güçleriyle saldırdıkları bir zamanda dünyanın çeşitli yerlerinden âlimlerin böyle bir programa katılmasının anlamlı olduğunu kaydetti.

Demir," Âlimler Birliği buluşması programının çok önemli olduğunu , dünya Müslümanlarına bir uyanış ve umut olmasını temenni ediyoruz. Bu programda âlimlerin fikirlerini paylaşmalarını ve istişare yapmalarını çok hayırlı buluyoruz. Programın, dünya genelinde Müslümanların düşmanla mücadele konusunda daha uyanık olmalarını sağlamasını umuyoruz. Bu programı düzenleyen İTTİHADUL ULEMA'ya, başkanı Molla Enver Kılıçaslan başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Bu programın ve gösterilen çabaların Gazze'nin kurtulmasına, Müslümanların birlik ve beraberliğine, Allah yolunda bir cihat olmasına vesile olmasını niyaz ediyoruz." dedi.

Ahmet Geçim

"Bu tür programların birlik ve beraberliğimize katkı sunacağına inanıyoruz"

Düzenlenen Alimler Buluşması programına katılma nedenini "Gazze'ye olan hassasiyet" olarak özetleyen Ahmet Geçim ise şunları söyledi:

"Bu tür programları, ümmetin birlik, beraberlik ve sorunlarının konuşulması adına çok önemli buluyoruz. Toplantının ana gündemi olan Gazze'nin haline baktığımızda, ümmetin ne kadar aciz ve dağılmış olduğunu en bariz şekilde görüyoruz. Gazze ve Lübnan Hizbullah'ının şahsında direnişin bir şekilde devam ettiğini, oradaki kardeşlerimizin küresel şeytani düzene karşı mücadelesini görüyoruz. siyonist medya, bunları göstermemek için olağanüstü bir çaba gösterse de, ümmetin vicdanlı bireyleri olarak yapılanları idrak etmekteyiz. Bu vesileyle, bu programların bizlere değer katacağına, farkındalıklarımızı artıracağına ve birlik, beraberliğimize katkı sunacağına inanıyoruz."

Geçim, "Farklı ülkelerden bu programa katılım sağlayan âlimler bizi aydınlatıyor. Bu sebepten ötürü, bu programın bizler için çok önemli olduğuna ve başka ülke, bölge ve illerde yaygın bir şekilde sürekli gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ümmetin dertleriyle dertlendiğimizde ancak o zaman çözüm bulabiliriz. Dolayısıyla, Kudüs'ün önceki fatihi Selahaddin Eyyubi'nin ismiyle anılan bu külliyede yapılan toplantı, bizler için çok büyük bir önem arz etmektedir." diye belirtti.

"Gazze; irademizi, anlayışımızı ve farkındalığımızı artıran bir sebep olacaktır"

"Gazze'nin durumuna baktığımızda, imanımızdan aldığımız hassasiyetle bu hususta içimiz yanıyor ve üzülüyoruz; lakin hiçbir zaman umudumuzu kaybetmedik, ümitsiz değiliz." ifadeleriyle konuşmasını sürdüren Geçim, "Küresel şeytani düzen ne kadar güçlü olursa olsun, kendini ne kadar büyük göstermeye çalışırsa çalışsın, biliyoruz ki ümmet bir araya geldiğinde, birlik olduğunda ve ırkçılık ile mezhepçilik anlamında fitne değirmenlerine alet olmadığı sürece, Gazze konusunda çok önemli sonuçlar elde edilecektir. Gazze, bizim irademizi, anlayışımızı ve farkındalığımızı artıran bir sebep olacaktır. Oradaki şehitlerimiz, döktükleri kanlarıyla ümmetin vahdet ve birliğini sulamaktadır. Kim ne derse desin, ırkçılık ve mezhepçiliğe kapılmadan, Lübnan, Gazze ve ümmetin bütün mazlum coğrafyalarındaki kardeşlerimizi sahiplenmeye devam edeceğiz. Peygamber Efendimizin sancağı altında birleşmeyi arzulayan bir ümmetiz; dolayısıyla bunun için her alanda duyarlılığımızı ortaya koyacağız." dedi.

Muhammed Saygın

Filistin davasını nesillerin zihninde canlı ve diri tutmanın Müslümanların görevi olduğunu hatırlatan Muhammed Saygın, bunun bir cihad olduğunu ve bu cihadın mal, beden, basın ve propagandayla mümkün olduğunu kaydederek herkesin gücü nispetince bu soruna ortak olması, kendi derdi ve sorunu olarak kabul edip bu şekilde yaklaşması gerektiğini söyledi.

"Alimlerin görevi, hakkı dile getirip Müslümanlara meselenin akidevi boyutunu anlatmaktır"

Filistin halkının, Aksa Tufanı Operasyonu ile zulüm, baskı ve yıllarca süren kıyımdan kurtulmak için özgürlük savaşı başlattığını sözlerine ekleyen Saygın, "Kur'an-ı Kerim'de 'Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir' şeklinde buyurulmaktadır. Bu ayete güvenerek büyük bir savaş başlattılar ve halen devam ediyor. Binlerce çocuk ve yaşlı öldürüldü. Hayat belirtilerinin olduğu her şeyi yok edip büyük bir kıyım yaptılar." ifadelerini kullandı.

Yaşanan soykırım karşısında ülke yöneticilerinin sessizliğine değinen Saygın, "Bu olanlara karşı İslam hükümetleri sessiz kalıp iradelerini ortaya koymadı. Lakin halk, Filistin davasını benimsedi. Bedenleri burada olsa da kalpleri orada atmakta, bu program da bunun göstergesidir. İTTİHADUL ULEMA, dünyanın her tarafından alimleri getirerek büyük bir iş başarmıştır. Alimlerin görevi, bu tür programlarda hakkı dile getirip Müslümanlara akidevi boyutunu anlatmaktır." şeklinde konuştu.

Saygın, "Peygamber Efendimizin, Mekke'den miraca direk götürülmemesi, Mescid-i Aksa'ya götürülmesi ve orada tüm peygamberlerle bir araya gelip namaz kılması Mescid-i Aksa'nın önemini ve Allah katındaki değerini bildirmiştir. Mescid-i Aksa, tüm peygamberleri birleştirdiği gibi, Müslümanları da birleştirecek konumdadır. Eğer Allah katında değer kazanmak istiyorsak Mescid-i Aksa'ya tüm benliğimizle sarılmamız lazım. Alimler olarak, Mescid-i Aksa'nın akidevi boyutunu anlatarak Müslümanların zihninde canlı tutup görevimizi yerine getirmemiz lazım." ifadeleriyle noktaladı. (İLKHA)