Siyaset

HÜDA PAR Milletvekili Dinç: Evlilikten soğutan tüm çalışmaların önüne geçilmelidir

HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, Meclis’te düzenlediği basın açıklamasında, “Aile kurumunu ve akrabalığı itibarsızlaştırıp fertleri yalnızlaştıran ve evlilikten soğutan tüm çalışmaların önüne geçilmelidir.” dedi.

Meclis’te basın açıklaması düzenleyen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, Mersin'de yaşanan zirai dona değinerek çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesini istedi. Dinç, RTÜK Başkanının "LGBT" ile mücadele açıklaması, ülke genelindeki bekâr sayısının artışı ve Arap Zirves’inde kabul edilen Gazze planına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in 'LGBT' ile mücadele edileceğini ilan etmesi geç kalınmış olsa da önemli bir adımdır"

Kendilerini "LGBT" olarak tanımlayan gençlerin sayısında artış yaşandığına dikkat çeken Dinç, “Dijital medya ve TV içeriklerinde 'LGBT' denilen sapkınlığın propagandasının serbest olması ve gençlerin bu konuda manipüle edilmesinin sonuçları ile yüzleşmekteyiz. Gün geçtikçe cinsiyet karmaşasına sürüklenen ve kendisini 'LGBT' olarak tanımlayan gençlerin sayısında artış yaşanmakta, sözde cinsiyet değiştirme öncesinde kullanılan hormon ilaçları rağbet görmekte, cinsiyet iptali ameliyatları gençler arasında yaygınlık kazanmaktadır. 2025 yılının 'Aile Yılı' kabul edilmesiyle birlikte RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in 'LGBT' ile mücadele edileceğini ilan etmesi geç kalınmış olsa da önemli bir adımdır. Gelecek nesillerimizin emniyeti açısından desteklenmelidir.” dedi.

“Ülkemizde 5 milyon insanın yalnız yaşıyor olması durumun vahametini gözler önüne sermektedir”

Dijital ve yerel medya aracılığıyla bireyselliğin yüceltildiğine değinen Dinç, “Evlenme yaşı gelmiş olmasına rağmen hiç evlenmeyenlerin sayısı 20 milyona yaklaşmıştır. Bekârlarımızın sayısındaki bu hızlı artış ve 5 milyon insanın tek başına yaşıyor olması, ekonomik sebeplerin yanı sıra dijital ve yerel medya aracılığıyla bireyselliğin yüceltilmesi, aile kurumunun, sadakatin ve akrabalık bağlarının itibarsızlaştırılmasıyla ilişkilidir. Bu durum, Batı merkezli yanlış aile ve eğitim politikalarının bir sonucudur. Uzun süren eğitim hayatı sonucunda gençler arasında nitelikli işsizliğin artması, yuva kurmayı imkânsız hale getirmekte, kişiye sorumluluk yüklemeyen gayrimeşru ilişkilere yönlendirmektedir. Ülkemizde 5 milyon insanın yalnız başına yaşıyor olması da aileye, evliliğe ve akrabalığa olan inancın zayıflamasının bir sonucu olarak durumun vahametini gözler önüne sermektedir.” ifadelerini kullandı.

“Yalnızlaşan insanlarda birçok psikolojik rahatsızlık ortaya çıkmaktadır”

Aile ve akrabalık ilişkilerine yönelik yürütülen algı ve manipülasyonlara dikkat çeken Dinç, “İnsanın tabiatı gereği en çok ihtiyaç hissettiği aile ortamı ve akrabalık ilişkilerini terk etmesi, bu konuda yürütülen algı ve manipülasyonların ne kadar da etkili olduğunu göstermektedir. Yalnızlaşan insanlarda birçok psikolojik rahatsızlık ortaya çıkmaktadır. İnsanımızı bu tehlikelerden korumak için aile kurumunu ve akrabalığı itibarsızlaştırıp, fertleri yalnızlaştıran ve evlilikten soğutan tüm çalışmaların önüne geçilmelidir.” şeklinde konuştu.

“Direniş olmadan, Filistin topraklarının özgürlüğü ve geleceği garanti altına alınamaz”

Mısır’ın Gazze planının yıkımı onarması açısından önemli bir adım olduğunu belirten Dinç, “Mısır’ın başkenti Kahire'de Arap Birliği tarafından düzenlenen Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi"nde kabul edilen Mısır’ın Gazze planı, siyonist terör rejiminin oluşturduğu yıkımı onarmak ve Gazze’nin yeniden inşasını sağlamak açısından önemli bir adımdır. Gazzelilerin topraklarında kalarak yeniden imarının tamamlanması hedefi, siyonist rejim ve ABD’nin uzun süredir planladığı zorunlu göç senaryolarına karşı kritik bir direnç noktasıdır. Bugün Filistin, Suriye ve Lübnan’da siyonist terör rejiminin sürdürdüğü saldırgan politikalar, bölge ülkelerinin müzakere ve diplomatik çabalarının yetersizliğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Siyonist terör rejimi, Gazze’deki ateşkes anlaşmasına da uymayarak diplomasiyi tanımadığını bir kez daha ortaya koymuştur. Siyonist terör rejiminin askeri saldırılarını durdurmak ve Filistin halkının haklarını savunmak için tek etkili yöntem silahlı direniştir. Tarih, siyonistlerin yalnızca askeri baskıya maruz kaldığında geri adım attığını defalarca kanıtlamıştır. Direniş hareketlerinin varlığının garanti altına alınmaması Filistin davasının tamamen yok edilmesine zemin hazırlayacaktır. Gazze’nin yeniden inşası, direnişin korunmasıyla eş zamanlı olarak yürütülmelidir. Aksi takdirde, siyonist terör rejiminin bölgede sınırsız bir hareket alanı bulması, Filistin halkının varlığını sürdürebilmesini imkânsız hale getirecektir. Direniş olmadan, Filistin topraklarının özgürlüğü ve geleceği garanti altına alınamaz.” açıklamasında bulundu.

“Çukurova bölgesi afet bölgesi ilan edilsin ve çiftçilerimiz kara kara düşünmesin”

Seçim bölgesi olan Mersin’de çiftçileri ziyaret ettiğini ifade eden Dinç, “İki hafta önce don felaketi yaşandı. Mersin ve Çukurova bölgesi bu olaydan çok etkilendi. Oradaki çiftçilerimizin sadece ürünleri değil ağaçları da etkilenmiş durumda. Bir sonraki yıl bu ağaçlar belki de ürün vermeyecek. Çoğu çiftçimiz yıllarını verdiği ağaçlardan tam ürün alacakken böyle bir afet yaşanmış. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığıyla bir görüşme sağladım. Belli bir süre içeresinde tespit çalışması yapacaklar. Bizim de çağrımız şudur: Çukurova bölgesi afet bölgesi ilan edilsin ve çiftçilerimiz kara kara düşünmesin. Mağduriyetleri giderilsin.” dedi. (İLKHA)