Sağlık

Pelvik Konjesyon Sendromuna ameliyatsız çözüm

Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, kadınlarda sıkça görülen ve ciddi rahatsızlıklara yol açabilen Pelvik Konjesyon Sendromu (PKS) tedavisinde önemli bir adım attı.

İlk kez gerçekleştirilen bu operasyon, kadın sağlığı alanında farkındalık oluşturmak ve tedavi olanaklarını genişletmek açısından büyük bir öneme sahip.

Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde gerçekleştirilen bu ilk operasyonun kadın sağlığı alanında farkındalık oluşturmak ve tedavi olanaklarını artırmak açısından büyük bir adım olduğunu ifade eden Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Kadir Çekirdekçioğlu, Pelvik Konjesyon Sendromu gibi yaygın fakat yeterince tanınmayan sağlık sorunlarının etkin bir şekilde tedavi edilmesinin, kadınların yaşam kalitesini artırmada kritik bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti.

Pelvik Konjesyon Sendromu’nun, kadınların karın alt bölgesinde, özellikle pelvis ve yumurtalıklar çevresinde varislerin oluşmasıyla ortaya çıktığını belirten Çekirdekçioğlu, “Bu durum, hastalarda kronik karın ağrıları, idrarda gizli kanama ve genital bölge ile kasıklarda belirgin varisler gibi ciddi semptomlara yol açabiliyor. PKS, genellikle 30 ila 45 yaş arasındaki kadınlarda görülmekle birlikte, doğum sayısının artmasıyla görülme olasılığı da yükseliyor,” dedi.

Hastalığın nedenleri, tanı ve tedavi yöntemleri

Bu hastalığın sebepleri arasında gebelik, şişmanlık, uzun süre hareketsizlik ve çok doğum yapmanın bulunduğuna dikkat çeken Çekirdekçioğlu, “Hastalarımız genelde hastaneye uzun süren karın alt bölgesinde ağrı şikâyeti, genital bölgede varis damarlarının ortaya çıkması şikâyeti ile başvuruyorlar. Aynı zamanda adet dönemlerinde sancılı ağrılarla karakterize olmuş bir hastalıktır. İlaçlı tomografi ve toplar damar ultrasonuyla bu hastalara tanı koyuyoruz. Bunu anjiyo ünitesinde lokal anestezi altında sadece kasık bölgesini uyuşturarak bir iğne vasıtasıyla ana toplar damara giriyoruz. Daha sonra sol böbrek toplardamara ve oradan da yumurtalık toplardamara inerek genişleyen, kan kaçıran bölgeye embolizasyon dediğimiz malzemelerle o bölgeyi kapatarak yumurtalık ve rahim çevresini gelişen toplardamardaki basıncı azaltıyoruz.”

Embolizasyon yöntemi, genişlemiş varisli damarlara kateter aracılığıyla tıkaç malzemesi yerleştirerek kan akışını durdurmayı amaçladığını ifade eden Çekirdekçioğlu, bu yöntemin hastaların hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlarken, komplikasyon riskini de minimize ettiğini kaydetti.

Erkeklerde de görülebiliyor

Kadınlarda bu şekilde görülmekle birlikte erkeklerde de benzer bir hastalık çıkabildiğini belirten Çekirdekçioğlu, “Özellikle varikosel dediğimiz, testislerin toplar damarında genişlemeyle karakterize olup hastanın ağrı şikâyetiyle ortaya çıkan bir durumdur. Erkeklerdeki durum biraz daha ciddidir. Ürologların yaptıkları açık ameliyatlar olmakla birlikte, uygun hastalarda kapalı yöntemle bu hastaların tedavisi hastanemizde mümkün,” ifadelerini kullandı.

Hastalıktan korunma ve erken teşhisin önemi

Bu hastalığa yakalanmamak için hareketsiz kalınmaması gerektiğine dikkat çeken Çekirdekçioğlu, “Bol yürüyüş yapmak, kilo sorunu varsa diyetisyen ile iletişime geçip kilo sorununu çözmek önemlidir. Çoklu doğum yine risk faktörleri arasında, ayrıca sigara içme öyküsü hastalığın önüne geçebilecek bulgular arasındadır. Erken teşhis erkeklerde çok daha önemli; hastalığın ilerlemesi durumunda sperm kalitesi düşmekte ve bu da uzun süreçte kısırlığa neden olmaktadır.” uyarısında bulundu.  (İLKHA)