GÜNCEL

Peygamber Sevdalıları: HÜDA PAR'ın meclise sunduğu kanun teklifine destek verin

Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın işgal rejiminin Gazze'de sürdürdüğü katliamları gündemde tutma ve Aksa direnişine destek amaçlı düzenlediği basın açıklamasında HÜDA PAR'ın meclise sunduğu kanun teklifine vurgu yapıldı.

7 Ekim sabahıyla başlayan Aksa Tufanı Operasyonun ilk anlarından bu yana meydanları boş bırakmayan Peygamber Sevdalıları Vakfı, her hafta olduğu gibi bugün de meydanlardaydı.

Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi Yenihal Köprülü Kavşağında düzenlenen basın açıklaması öncesinde bir konuşma yapan İTTİHADUL ULEMA Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdulkuddüs Yalçın, zaferin yakın olduğu mesajını vererek dünya Müslümanlarının yapması gereken önemli vazifelerden birinin boykot olduğunu söyledi.

"Allah'ın izniyle yakın bir zamanda zafer Müslümanların olacaktır"

İslam ümmeti olarak zorlu günlerden geçildiğine vurgu yapan Molla Yalçın, "Bizler ağır günlerden geçiyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman kardeşlerimiz zulüm altındayken biz bu durumdan rahatsız oluyorsak Müslümanız. Bundan rahatsız olmuyorsak veya sadece dille rahatsız oluyorsak bu doğru değildir, doğru değilse iman da doğru değildir. Elhamdülillah müminler tek vücut olduğunu göstererek Gazze'deki kardeşlerimizin durumundan rahatsız olduğunu hissettiriyor." dedi.

Molla Yalçın, "Yüzyıllardır küfür çalıştı, gecesini gündüzünü bir yaptı ve bir avuç siyoniste karşı yaklaşık 2 milyar İslam alemi sessiz kaldı. Reislerimiz olmazsa; dağılmış tesbihe, çobansız kalmış sürüye benzeriz. Onlar bizlerden reislerimizi, hatta hilafeti aldılar. Bunlar bizden alındıktan sonra ne kadar çok olursak olalım kıymetimiz yoktur. Fakat kafirler ne kadar çalışırsa çalışsın tarihte de sabittir Allah'ın dininin önüne geçemezler! kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır… Allah'ın izniyle yakın bir zamanda zafer Müslümanların olacaktır, israilin sonu ise yakındır." ifadelerini kullandı.

"Boykot yapan Gazzeli kardeşlerimiz gibi cihattadır"

Müslümanların hiçbir zaman ümidini yitirmemesi gerektiğinin altını çizen Molla Yalçın, "Gazzeli Müslümanların zaferi belki ağırdır ama zafer İslam ümmetinin olacaktır. Aksa Tufanı savaşı bütün ümmeti ve hatta insan aleminin hepsini uyandırdı. Hepimiz uykudaydık, zevklerimizin peşindeydik fakat Aksa Tufanı savaşından sonra elhamdülillah yavaş yavaş uyanıyoruz ve aramızda birlik oluyor." şeklinde konuştu.

Boykotun önemine de değinen Molla Yalçın, konuşmasını şu ifadeler ile noktaladı:

"Boykot çok mühimdir ve cihadımızdır. Bugün Gazze'de olmayan Müslümanların cihadı boykot etmektir. Bunu hiçbir zaman küçük görmeyin ve ihmal etmeyin! Emin olun ki israilin mallarında hayır yoktur. İnsanlar arasında olan bütün hastalıklar, israil mallarından çıkıyor. Hiçbir zaman kaliteyi zihninize yerleştirmeyin. Boykotu ihmal eden, israillilerden yana olur. Boykot yapan Gazzeli kardeşlerimiz gibi cihattadır."

"siyonist işgal rejimi, Gazze halkının çelikten iradesini kıramadı, mücadele azmini yok edemedi"

Yalçın'ın konuşmasının ardından yapılan basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Üzeyir Yuva okudu.

Gazze'de 10 aya yakın bir zamanda dünya tarihinde görülmemiş bir zulmün yaşanmakta olduğunu; hiçbir ölçü, kaide ve kural tanınmayan siyonist şer ittifakının her gün katliam, cinayet, yerleşim yerlerinin bombalanması ve akla hayale gelmeyecek cürümleri işlemeye devam ettiğini belirten Yuva; Ümmetin dağınıklığından, ırki, mezhebi, siyasi ve etnik ihtilaflarından istifade eden siyonist ittifak güçlerinin, mazlum Gazze halkını soykırımdan geçirme cüretini göstererek tarihte benzeri görülmemiş gaddarlıkla saldırdığını söyledi.

Bebek, çocuk, kadın, yaşlı, sivil ve masumlara yönelik zalimane saldırılar yapıldığını, bir halkın yok edilmek ve haritadan silinmek istendiğini ifadelerine ekleyen Yuva, "siyonist işgal rejimi, Gazze halkının çelikten iradesini kıramadı, mücadele azmini yok edemedi. Filistinli kardeşlerimiz yaralandılar, şehid oldular, sürüldüler, göçe zorlandılar, zorla yerlerinden edildiler, açlıkla, susuzlukla sınandılar, öpmeye kıyamadıkları yavrularını toprağa verdiler. İşkencenin her türlüsüne maruz bırakıldılar. Küresel sistemin tüm acizliklerini bizzat yaşadılar ama zulme ve zalime asla boyun eğmediler. İnsanlığın onurunu savunmaya devam ettiler. Halen de devam ediyorlar." dedi.

"Allah'a tevekkül eden bir milletin karşısında hiçbir güç duramaz"

Yuva, "Ölümü öldüren, Allah'a tevekkül eden bir milletin karşısında hiçbir güç duramaz. Aksa Tufanı operasyonuyla direnişin ve dirilişin kahramanları, efsane haline getirilen siyonistlerin yenilmezlik algısını kırdılar. Gazze halkı ve direnişin kahraman evlatları, dünya istikbarına meydan okudular. Bu meydan okuma aynı zamanda başta İslam ümmeti olmak üzere siyonistlerin zulmünü görmezden gelip üç maymunları oynayan tüm dünyanın korkaklığına da bir meydan okuma oldu. Gazze halkı ve direniş kahramanları, 7 Ekim'den bu yana siyonist nazi soykırımına karşı dik durarak ümmetin yüz akı oldular." ifadelerini kullandı.

Gazze'deki siyonist soykırımının Batının ve modern çağın karanlık ve gerçek yüzünü ortaya çıkardığını kaydeden Yuva, "Çağdaşlık, özgürlük, insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları, sivillerin dokunulmazlığının birer masaldan ibaret olduğunu gözler önüne sermiştir. siyonist işgal rejimi, çocuk, kadın, yaşlı ve sivil insanları katlederken Gazze'de sadece katliam işlemiyor. siyonistler aynı zamanda insanlığın vicdanına da savaş açıyor." şeklinde konuştu.

"Dik durmanın arkasında yatan güç, Allah'a tevekkül ve şehadet sevdasıdır"

Gazze halkının tüm bu yalnızlıklarına rağmen asla mücadele etmekten geri durmağını hatırlatan Yuva, şu ifadelere yer verdi:

"siyonist düşmana ve dünya istikbarına karşı dik durdular. Dik durmanın arkasında yatan güç, Allah'a tevekkül ve şehadet sevdasıdır. Çağımızın Firavun ve Nemrutlarına karşı mücadele eden Gazze direnişinin kahramanları, zalimlerin tahtını sarsmıştır. Devletler ve uluslararası kamuoyu tarafından yalnız bırakılmalarına rağmen Gazze'nin mazlum halkı ve direniş kahramanları pes etmeyerek, mücadeleye devam etmektedir. Gazze'de yaşanan siyonist mezalime karşı duyarlı halkların meydanlara çıkarak zulmün sona ermesi için toplu eylemler yapması, Gazze direnişine büyük bir güç ve ilham kaynağı olmaktadır."

Yuva, "Ümmetin dağınıklığından istifade eden siyonist ittifak güçleri, kendi aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakarak Gazze üzerinden birleştiler. Gazze'de yaşanan mezalime karşı bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda vicdan sahibi birkaç ülkenin dışında tüm dünya ülkeleri bu zulme seyirci kalmıştır. Gazze tüm dünyanın imtihanı olmaya, vicdanları harekete geçirmeye ve zulme sessiz kalınmaması gerektiğini haykırmaktadır." diye belirtti.

"Vahşet ve soykırımı durdurmanın tek çözüm yolu askeri güç"

"Yaşanan bu mezalime karşı dünya devletleri ve uluslararası aktörler, kör, sağır ve dilsiz olmaya devam etmektedir." diyerek konuşmasını sürdüren Yuva, "Bazı ülkeler halklarının tepkisini dindirmek adına cılız kınama mesajları yayımlayarak, yaşananlara seyirci kalmaktadır. Bazı vicdan sahibi ülkeler bürokratik yollarla bu vahşeti durdurmaya çalışmakta, kimi ülkeler ise uluslararası mahkemeye başvurarak soykırıma engel olmaya çalışmaktadır. Tüm bu uluslararası çabaların neticesinde Birleşmiş Milletler, Uluslararası Adalet Divanı 'acil ateşkes kararı' alarak soykırımın durdurulmasına yönelik açıklamalarda bulunmuştur. siyonist nazi ittifakı, alınan mahkeme kararlarını ve uluslararası kararları hiçe sayarak soykırımına devam etmektedir. Tüm bu gelişmeler bize şunu gösterdi ki; siyonist zulmü ve soykırımı durdurmanın, siyasi, bürokratik, hukuki yollarla olamayacağı, bu vahşet ve soykırımı durdurmanın tek çözüm yolunun askeri güç kullanarak durdurulacağı kanaatini oluşturmuştur." dedi.

Şu an mevcut olan uluslararası dengelerin anarşizm felsefesine göre oluşturulduğuna dikkat çeken Yuva, "Güçlü olanın zayıfı ezdiği bu paradigmanın son bulmasının vakti gelmiştir. Tek kutuplu siyonist şer ittifakının kurmuş olduğu dengelerin kırılma vakti gelmiştir. Gazze'deki zulmün sona ermesi için özgür halklar kadar, özgür ülkelerin de ittifakına ve güçlerini birleştirmelerine ihtiyaç duyulmuştur. Yemen ve Lübnan'ın işgal rejimine karşı Gazze'nin yanında yer aldığı operasyonları bu gücün bir araya gelmesi ve diğer vicdan sahibi ülkelerin birleşmesi için zemin oluşturmuştur. Bu fırsat iyi değerlendirilerek siyonist şer ittifakına karşı mazlumların hamisi, adalet ve hakkaniyet ittifakının kurulmasını gerekli kılmıştır. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir paradigmanın oluşum zamanı gelmiştir." ifadelerine yer verdi.

"Gazze saldırıları diğer ülkeler içinde tehlike çanlarını çalmaktadır"

Gazze soykırımının sözde uluslararası sözleşmelerin, insan hak ve hürriyetinin, eşitlik, özgürlük, kardeşlik söylemlerinin birer yalandan ibaret olduğunu gözler önüne serdiğini ifadelerine ekleyen Yuva, Gazze'de yaşananlar siyonistlerin Filistin'de yüzyıllık işgal ve talan girişimlerinin ikinci adımını teşkil ettiğini söyledi.

İlk adımın Filistin'in tamamen işgal edilmesi, ikinci adımın ise Filistin'e komşu tüm ülkelerin işgal edilmesi gerçeğini hatırlatan Yuva, "Fırat ile Nil arasında tüm topraklara gözünü dikmiş olan bu siyonist canavarı durdurmanın tek yolu ihtilafları bir kenara bırakarak güçlerin birleşmesiyle olur. Bu vahşi siyonist canavar, hiçbir uluslararası normu, mahkeme kararlarını dinlememektedir. Şımarık siyonistler yayılmacı politikalara dönüştürdüğü son Gazze saldırıları diğer ülkeler içinde tehlike çanlarını çalmaktadır. siyonist işgal ordusunun bu saldırgan tutumu bölgesel bir tehdit olarak ateş çemberini genişletmektedir. Gazze'de yaşanan bu amansız ve acımasız saldırı hali devam ettiği müddetçe Türkiye dahil diğer çevre ülkelerin hiçbiri emniyette değildir." şeklinde konuştu.

Bugün Gazze'deki direnişin emperyalist şer odaklarını gözlerinden büyüten ülkelere büyük bir ders verdiğini vurgulayan Yuva, "Gazze direnişi şunu haykırmaktadır: siyonist şer ittifakını gözlerinizde büyütmeyin! Evet bir avuç kahraman Gazze'de kıt imkanlarla siyonistleri ve emperyalistleri dize getirecek kahramanca bir mücadele sergilemektedir. Gazze direnişi, Allah-u Teala'nın zafer vadine iman ederek yola çıktı. Ey Müslüman liderler ve özgür halklar, sizlerde bu kahramanları örnek alarak bir araya gelip, siyonist işgal ittifakına karşı bir cephe oluşturabilirsiniz. Unutmayınız Allah-u Teala'nın vadidir. 'Nice az topluluklar, Allah'ın izni ile nice çok topluluklara galip gelmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir.' ayetine iman etmiş ve bunu hayatlarının tüm alanına sirayet etmiş bir topluluğun karşısında duramazlar. Soykırımın suç ortağı olan ABD başta olmak üzere zalim ve gaddar batı devletlerine alternatif bir güç ortaya koymanın vakti gelip geçmiştir."

"HÜDA PAR'ın kanun teklifine tüm partilerin destek vermelerini talep ediyoruz"

Dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerine seslenen Yuva, şunları kaydetti:

"siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam ediniz. Filistin devletinin tanınması ve Gazze'de katliamların durması için çaba sarf eden devletlerin ve uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek veriyoruz. HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarını destekliyoruz. Uluslararası kararlar neticesinde, Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze'den çekilmesi, Gazze'nin yeninden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik söz konusu kararların pratikte yerine getirilmesi için siyonist şer ittifakına karşı baskı yapılmasını talep ediyoruz."

HÜDA PAR'ın siyonist işgal ordusunun saflarında yer alıp Gazze'de soykırım suçunu işleyen Türkiye vatandaşı olan siyonistlerin vatandaşlıktan atılması, müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması ve mal varlıklarına el konulmasına dair kanun teklifine de değinen Yuva, "HÜDA PAR'ın söz konusu kanun teklifine Mecliste grubu bulunan veyahut bulunmayan tüm partilerin ve milletvekillerimizin destek vermesinin vicdani ve insani bir sorumluluk olduğunu hatırlatarak, destek vermelerini talep ediyoruz. siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)