GÜNCEL

Şehid Aytaç Baran şehadet yıldönümünde mezarı başında anıldı

Diyarbakır'da 9 Haziran 2015'de evi önünde PKK hainlerince katledilen Yeni İhya Der Başkanı Aytaç Baran, şehadetinin 9'uncu yıldönümünde Mustazaflar Cemiyeti ve Şehitler Kervanı Platformu tarafından düzenlenen programla mezarı başında yad edildi.

Diyarbakır merkez Bağlar ilçesi Yeniköy Asri Mezarlığında şehidin mezarı başında düzenlenen program, Ammar Zeren'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Okunan Yasin Suresinin ardından günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yapan Molla Recai Güler, Şehid Aytaç Baran ve onun gibi İslam uğruna hayatlarını feda etmiş şehitler ile günümüzde Gazze'de işgal rejimine karşı mücadele edenlerin gayelerinin bir olduğuna vurgu yaptı.

Allah-u Teala bu dini yeryüzüne hâkim kılabilmek ve halife olması için insanı gönderdiğini belirten Molla Güler, "Zira bu din yeryüzüne hâkim olunabilmesi için gönderilmiş bir dindir. Her ne zaman ve yerde bir peygamber göndermişse onunla birlikte gönderdiği kitap veya vahyi yeryüzüne hâkim olması için göndermiştir. Bu dinin hâkim olabilmesi için de zaman zaman bedeller ödenmiş, kanlar akıtılmış ve terler dökülmüştür. Bu, masa başında hâkim kılınacak bir din değildir." dedi.

"Şehid, ömrünü Allah'ın dinini insanlara anlatmaya adamıştı"

Şehid Aytaç'ı tanıyanlar, bilenler, bir saatlik dahi onunla muhabbet edenler bilirler ki onun tek bir gayesinin olduğunu ve o gayenin de Şeriat-ı Garra'nın yeryüzüne hakim olması, bu millet tarafından tanınıp bilinmesi olduğunu kaydeden Molla Güler, Şehid Aytaç gibi bu uğurda hiçbir bedelden çekinmeyen diğer arkadaşlarının tek gaye ve hedefinin de bu dinin tanınması, bu milletin dinle izzet ve şeref bulması olduğuna dikkat çekti.

Molla Güler, "Bizler sürekli asr-ı saadetten misaller getiririz. Zira asrı saadet Peygamber Aleyhisselatu Vesselamın öğrencileri olan sahabe-i kiramı bizlere anlatır. Asrı saadetin insanlarını günümüze taşıyan erler vardır, o erlerden bir tanesi de hiç şüphesiz adeta Musab bin Umeyr'i kendine rol model biçmiş olan Şehid Aytaç abimizdir. Nasıl ki Musab bin Umeyr Peygamber tarafından Medine'ye davetçi olması için gönderildi ve Medine'ye gittikten sonra ulaşabildiği herkese ve yere yaydı, bu uğurda mücadele verdiyse hiç şüpheniz olmasın ki Musab'ı kendine örnek seçmiş olan Aytaç Abe'de Şehitlik, Bağlar ve Diyarbakır'ın diğer sokak ve kuçelerinde Allah'ın dinini insanlara anlatmak için ömrünü adamıştı. Bu uğurda da hiçbir şeyden çekinmiyordu." ifadelerini kullandı.

"Şekilleri farklı olsa da bugün aynı mücadele Gazze'de yürütülüyor"

"Şehadetinden birkaç gün evvel kendisine böyle bir eylemin yapılabileceği hakkında bilgi verilmesine rağmen O evinde oturmadı, istirahate çekilmedi, 'tehditler var evimde oturayım' demedi, Allah'ın dinini yeryüzüne yayma mücadelesine devam etti" diyerek Şehid Aytaç Baran'ın İslami mücadeleye olan bağlılığını aktaran Molla Güler, konuşmasını şu ifadeler ile sürdürdü:

"Bizler bu insanları tanıdıkça, birlikte oldukça, onların davasını kendimize dava edindikçe izzet ve şerefi buluruz. Bugün aynı dava Filistin'de yürütülüyor. Dava ve mücadele bir, ancak belki şekilleri değişiyor. Bu topraklarda mürted örgüte karşı 1990'lardan günümüze kadar devam eden mücadele gibi orada da izzet destanları yazılıyor. Bu mücadele basit bir şey değil; cesetleri yakılan ve binalardan atılan şehitlerin, sokakta yüz üstü düşen Şehid Aytaç'ın davasıdır."

"Gazze'deki mücadele ve kahramanlıklar, Şehid Aytaç'ında mensubu olduğu davadır"

Sözde İslam ülkelerinin içerisine düştüğü zillete değinen Molla Güler, "Eğer yeryüzünde izzet ve şerefi istiyorsak, hiç şüpheniz olmasın o izzet bu dindedir. Hazreti Ömer'in ifadesiyle İslam ile Allah Celle Celaluhu bizlere izzet ve şerefi vermiştir. İzzet ve şerefi İslam dışı bir fikir, ideolojide, emperyalistlerin kapısında, sözde medeni Avrupa'nın peşinde koşturarak ararsak Allah bizleri zelil eder. Kendilerine İslam ülkeleri dediğimiz ve aslında 'halkı Müslüman ülkeler' dememiz gereken ülkeler bu zilleti ondan dolayı tatmıyorlar mı? Bu dini arkalarına atıp emperyalistlerin kapısında izzet aradıklarını ve Avrupa Birliği'ne girebilmek için Şeriatı Garra'yı artlarına atan bu zillet, bize bunu göstermiyor mu?" diye belirtti.

Molla Güler, "Allah Celle Celaluhu bize bir din göndermiş, izzet ve şerefin bu dinle olabileceğini bildirmiştir. Ancak birileri izzet ve şerefin demokrasilerde veya başka sistemlerde olduklarını iddia ediyor. Ancak o sistemlerin peşine düşenler ve takılanlar görüyoruz ki bugün nasıl o emperyalistlerin kölesi haline gelmiş ve soysuzlara karşı bir kelime dahi söyleyemiyor. İşte Gazze'de yapılan mücadele ve ortaya konulan o kahramanlıklar, Şehid Aytaç'ında mensubu olduğu davadır." şeklinde konuştu.

Program yapılan dua ile sona erdi. (İLKHA)