Röportaj

"Yahudiler Giremez" yazısı asan esnafa İBB'den tahliye kararı

İstanbul Vezneciler'de tarihi bir mekânda sahaflık yapan Özkan Mustafa Küçükkural, Gazze'de başlayan katliamın ardından dükkanının girişine "Yahudiler Giremez" yazısı astı. Söz konusu yazıyı asmasıyla yabancı basın tarafından gündem olan esnafın dükkânı, İBB tarafından gerekçe belirtilmeden tahliye edildi.

Uzun yıllardır sahaflık yapan Özkan Mustafa Küçükkural, işgal rejiminin Gazze'de başlattığı katliama karşı farkındalık oluşturmak amacıyla dükkanının girişine "Yahudiler Giremez" yazısı astı ve ardından başına gelmeyen kalmadı.

Astığı yazıyı fotoğraflayıp sosyal medyada paylaştıktan sonra özellikle yabancı basında gündem olan Küçükkural'ın paylaşımı, MOSSAD'ın resmi hesabından dahi paylaşıldı.

Konuya ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Özkan Mustafa Küçükkural, yerli Yahudilerin yanı sıra MOSSAD ajanlarının dahi dükkanına geldiğini, aylardır her gün farklı numaralardan aranarak rahatsız edildiğini, bir süre sonra da İBB tarafından gerekçe belirtilmeden dükkânına tahliye kararı verildiğini söyledi.

Küçükkural, "11 sene kadar evvel buradaki dükkanların restorasyonu İBB tarafından ve Sanat Tarihi hocalarımız tarafından yapıldı. Biz de o arkadaşlara dedik ki, buradaki dükkanların tamamı kültürel faaliyet ve sahaf kitapçı olsun. Hep birlikte İstanbul Kitapçısı, İSMEK, Esma Yayınları, Hazım Bey, ben ve bir arkadaşımız daha 'üniversite, talebeler, hocalar bu şekilde faydalansın' diye bu dükkanları, kitapçı dükkânı sahaf yaptık." dedi.

Yabancı basında gündem oldu, MOSSAD tarafından her gün rahatsız ediliyor

Geçtiğimiz ekim ayından Gazze'de başlayan katliam ile ilgili yapılan boykot ve diğer faaliyetlerin yetersiz kaldığını düşündüğü için farklı bir eylem yapmak istediğini söyleyen Küçükkural, "55 yaşındayım. Yıllardır yapılan boykotların da faaliyetlerin de hiçbir işe yaramadığını da biliyorum. Bu katliamı durdurabilmek için bunları (Yahudi) rahatsız etmemiz lazım. Özellikle israili tedirgin etmemiz lazım diye Yahudi malı satmıyorum, Yahudi malı almıyorum. 'Yahudi giremez' diye tabela astım. Birkaç gün içerisinde bütün dünyadan Yahudileri aramaya başladı. The Jerusalem Post, Washington Post, MOSSAD sayfasında paylaştı. Bütün dünyadan gelen tehditler ve telefonlar hala da devam etmekte." diye konuştu.

Gerekçe gösterilmeden tahliye edildi

Küçükkural, "Şubat'ın başı gibi bize İBB tarafından dükkanların tahliye edilmesi gerektiğini beyan eden bir kâğıt geldi. Gidip, 'neden bizi tahliye ediyorsunuz? 10 küsur senedir burada emek harcıyoruz. Pandemide de buradaydık, dükkanlarımız kapalıydı. Depremden sonra üniversite kapandı, yine buradaydık. Kültürel faaliyet yapmak için buradayız. Burada çok ciddi bir ticarethane yok' dedim. Hal böyleyken ihaleye verileceğini öğrendik. Şimdi daha önce burada İstanbul Kitapçısı para kazanamadığı için çıkıp gitti. Yani, İBB dahi para kazanamadığı için kapattı. O dükkânı ihaleye verdiklerinde zaten dürümcü oldu, poğaçacı oldu. Şimdi üniversitenin çevresine hep gıdacı mı, dürümcü mü açılsın? Sahaflar zaten kapanmak üzere. Orijinal sahaflarımız Beyazıt Camii'nin hemen arkasındalar ama şimdi orada da sahaf kalmadı. Orada sadece üniversite kitapları satılıyor." şeklinde konuştu.

"İBB yetkilileri tahliye kararının gerekçesini açıklamalı"

Bölgede sadece 4 tane ecri misil veren dükkân olduğunu, diğer 2 dükkânın ihale ile dürümcüye verildiğini belirten Küçükkural, "Onların kirası biraz daha yüksek. Bize çıkmamız için tebligat geldiğinde diğer dükkanlara da geldi mi diye baktım ancak sadece yazıyı astığımız dükkanlara geldiğini öğrendim. Konunun direkt bununla ilişkisi olup olmadığından emin değilim. Ancak neden böyle bir karar aldıklarını açıklamak zorundalar. Birkaç ay sonra da bu sefer diğer 2 dükkâna talihe kâğıdı geldi. Biz hakiki sahaf ile iştigal olmaya çalışıyoruz. İBB yetkililerinden bu dükkanların neden özellikle de 4 kitapçının boşaltıldığının hesabı sorulması ya da bir açıklama yapılmasını istiyoruz. Alt kadrodaki arkadaşlar çok yardımcı oldular ancak yetkili makamlar bir açıklama yapmadılar. Yarın öbür gün 'az kira veriyorlardı' diye bir açıklama yapabilirler. Peki o zaman konserlere niye milyonlarca dolar para veriyorsunuz?  Konserler çok mu gerekli?  İsteyen gitsin dinlesin. Ben mecbur muyum belediyenin kasasından o konserlere, toplumun genel ahlakına uymayan ve toplum tarafından desteklenmeyen sanatçılara para vermeye? Sanatçılara verilen paralar israf olmuyor da şurada 3-4 kitapçı dükkanının verdiği 3 kuruş eksik para mı israf oluyor? O yüzden bunun çözülmesi gerekiyor." dedi. (İLKHA)