Maddi kazanç elde etmek amacıyla Yenidoğan bebeklerin yoğun bakımda tutularak ölümlerine sebebiyet veren ve kamuoyunda "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen oluşumda yer aldığı tespit edilen 22'si tutuklu 47 sanık için Bakırköy Adalet Sarayı'nda ilk duruşma başladı.
Olaylı başlayan duruşmayı Türkiye'nin dört bir yanından barolar, STK'lar ve siyasiler takip ederken adliye önünde de yoğun bir basın grubu davayı takip ediyor.
Davaya müdahil olarak ilk duruşmayı takip eden HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, adliye önünde bekleyen basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin gözü ve kulağının bugün Bakırköy Adliyesi'nde görülen 'Yenidoğan Çetesi Davası'nda olduğunu belirten Yapıcıoğlu, "Mahkeme 45 dakikalık bir ara verdi. Muhtemelen ilk duruşma birkaç gün sürecek. Henüz duruşmalara geçilmedi ama böyle bir olayın vuku bulması tüm Türkiye'yi sarstı." dedi.
Bu davadan önce Türkiye'yi sarsan diğer olayları anımsatan Yapıcıoğlu, "Bundan önce de Diyarbakır'da Narin Güran Tekirdağ'da Sıla bebek ve yine Feriköy Mezarlığında cesedi bulunan 6 yaşındaki kız çocuğu… 2 Yaşındaki çocuğuna tiner içirerek katleden bir anne, İzmir'de yaşları 1 ila 5 arasından değişen 5 çocuğun uyuşturucu müptelası bir anne tarafından tek başlarına evde bırakıldıktan sonra evde çıkan yangında vefat etmeleri… Bunlar son birkaç ay içerisinde yaşadığımız çok acı olaylar. Gerçekten toplumsal olarak yaşadığımız bu travma kelimelerle izah edilemeyecek kadar büyük bir acı." diye konuştu.
"Davaya müdahil olma talebinde bulunduk"
Yaşanan olayların sonuçlar üzerinden tartışıldığını, "Yenidoğan Çetesi" olayının da bu şekilde çokça tartışıldığını ifade eden Yapıcıoğlu, "işin magazin boyutunda kimin kime ne dediği, kaç kişinin para aldığı, nasıl menfaat sağladıklarının" konuşulduğunu belirtti.
Bu tartışmalardan önce toplumun düşünmesi gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, "Ne oldu da bu duruma geldik? Nasıl bir toplum yapısı 2-3 yaşındaki, 6 yaşındaki, 8 yaşındaki çocukları istismar eder duruma geldi? İnsanlar nasıl bu kadar canavarlaştı? Nasıl olur da küçücük bebekler para için ölüme gönderildi? Bunlara kafa yorup bir daha benzer olayların yaşanmaması için de ciddi tedbirler almamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Davaya "müdahil" olarak katıldıklarını aktaran Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:
"Biz de buradaki davaya müdahil olma talebinde bulunduk ve buradayız. Gayemiz olayın tam anlamıyla açığa çıkması, dosyada sanık veya henüz dosyaya dahil olmayanların hak ettiği cezayı almalarıdır. Olayın çok yönlü soruşturulmasına yönelik de talebimiz var. Gerçekten sadece bir menfaat için mi veya sadece bir ihmal sonucu mu bu bebekler ölüme gönderildi yoksa işin başka boyutları da var mı? Mesela tıbbı deneylerde kullanılması için bir şeyler yapıldı mı? Ya da bu bebekler kasıtlı olarak mı ölüme gönderildi? İnşallah bunlar buzdağının görünen kısmı değildir.
Temennimiz bir daha böyle olayların yaşanmamasıdır. Bu acıların yaşanmaması için de hepimizin üzerine düşen görevler var. Herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Elbette denetim önemlidir ama sadece denetimle olabilecek bir şey değildir. Her şeyden önce insan olarak yaratılmış olanların insan kalabilmesi için neler yapabileceğimizdir." (İLKHA)