Basın açıklaması,  Bursa Orhangazi Park'ında yapıldı.

Mardin’de 5 kilogram esrar ele geçirildi: 4 tutuklama Mardin’de 5 kilogram esrar ele geçirildi: 4 tutuklama

Toplanan grup "28 Şubat'ı unutmayacağız" yazılı döviz ve pankartlar taşıdı, sık sık sloganlar atıldı.

Grup adına basın açıklamasını Bursa 28 Şubat Platformu Başkanı Arif Çelenk, okudu.

28 Şubat'ın sadece takvimde bir gün olmadığını belirten Çelenk, "Milletimizin hafızasına kazınmış bir ihanetin, baskının, zulmün ve adaletsizliğin sembolüdür. Bin yıl süreceği iddia edilen bu karanlık süreç, inançlı insanlara karşı yapılan sistematik bir kıyım hareketidir. Bugün, 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümünde, yaşanan zulümleri, hak ihlallerini ve insan onuruna yapılan saldırıları hatırlamak ve hatırlatmak zorundayız. Çünkü unuttuğumuz her zulüm, tekrar edilmek üzere pusuda bekler." diye belirtti.

"Bu süreçte en büyük mağduriyeti, başörtülü kadınlar yaşadı"

28 Şubat sürecinin Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçtiğini söyleyen Çelenk, "Seçilmiş bir hükümetin zorla düşürülmesi, halkın iradesine doğrudan bir saldırıydı. Fakat mesele yalnızca hükümet meselesi değildi; esas amaç, inançlı kesimleri sindirmek, toplumu tek tipleştirmek ve milletin değerleriyle savaşmaktı. Bu süreçte en büyük mağduriyeti, başörtülü kadınlar yaşadı. Üniversitelerin kapıları onların yüzüne kapatıldı, eğitim hakları ellerinden alındı. Başörtülü olduğu için okuldan atılan genç kızlarımız, ikna odalarına bırakıldı. Psikolojik işkencelere maruz alınarak kızların üniversiteye başörtüsüyle girmesi yasaklandı, başını açmaya zorlandı. Eğitim hakkı gibi temel bir hak, zorbalıkla gasp edildi. Sadece öğrenciler değil, çalışan kadınlar da hedef alındı. Devlet dairelerinde, hastanelerde, okullarda başörtülü kadınlara yer yoktu. Ya başlarını açacaklar ya da işlerinden, geleceklerinden vazgeçeceklerdi. Kılık kıyafetlerinden dolayı kadınlar işlerinden atıldı, zorla emekli edildi." dedi.

"Bir neslin geleceği, ideolojik bir kinle çalındı"

28 Şubat'ın zulmünün sadece kadınlarla da sınırlı kalmadığını aktaran Çelenk, "Dindar erkekler, sakallı oldukları veya eşleri başörtülü olduğu için fişlendi, terfi ettirilmedi, işlerinden çıkarıldı, imam hatip mezunları, katsayı engeliyle üniversiteye giremeyecek hale getirildi. Bir neslin geleceği, ideolojik bir kinle çalındı. 28 Şubat sürecinde, TSK içinde büyük bir tasfiye operasyonu gerçekleştirildi. Yüzlerce subay ve astsubay, eşleri başörtülü olduğu veya dini hassasiyetleri olduğu gerekçesiyle ordudan atıldı. Bu insanlar, hiçbir mahkeme kararı olmadan, keyfi ve zalimce uygulamalarla mesleklerinden uzaklaştırıldı. Onurlarına, emeklerine ve ailelerine büyük bir darbe vuruldu." şeklinde konuştu.

"İrtica tehdidi bahanesiyle inançlı insanları düşman ilan ettiler"

Çelenk, "28 Şubatın generalleri, 'irtica tehdidi' bahanesiyle inançlı insanları düşman ilan etti. 'Balans ayarı' adı altında yapılan operasyonlar, ülkenin geleceğine vurulan büyük bir darbeydi. Fişlemeler, takibatlar, keyfi ihraçlar, sadece bireyleri değil, onların ailelerini ve tüm toplumu derinden yaraladı. Bu sürecin en büyük destekçileri, medya ve sermaye çevreleriydi. Manşetlerle darbe süreci kışkırtıldı, inançlı kesimler 'mürteci' olarak yaftalandı. Medya, linç kampanyaları düzenleyerek toplumun bir kesimini ötekileştirdi. Sermaye çevreleri ise bazı iş dünyası temsilcileriyle bu sürecin finansal ayağını oluşturdu. Halkın inançlarına düşmanlık edenler, ekonomik ambargolarla da baskıyı artırdı. Dindar iş adamları kara listeye alındı, ihalelerden men edildi, bankalar aracılığıyla batırılmak istendi. Bu süreç, sadece askeri ve siyasi bir müdahale değil, aynı zamanda bir ekonomik ve sosyokültürel soykırımdı." dedi.

"28 Şubat zihniyetinin tamamen yok olduğunu söylemek mümkün değil"

28 Şubat sürecinde yaşanan zulümler, nesiller boyu unutulmayacak izler bıraktığını vurgulayan Çelenk, "Eğitim hakları gasp edilen gençler, yıllarca kayıp nesil olarak anıldı. İşlerinden edilen insanlar, aileleriyle birlikte büyük mağduriyetler yaşadı. Haksız yere fişlenenler, yıllarca iş bulamadı, sosyal hayattan dışlandı. Ancak zulmün olduğu yerde direniş de vardır. 28 Şubat'ın karanlık günlerine rağmen, milletimiz inancından, değerlerinden ve onurundan taviz vermedi. Başörtüsü yasağına karşı meydanlarda direnen kadınlar, "Bu zulme boyun eğmeyeceğiz" diyen gençler, bu kara dönemin sona ermesini sağladı. Bugün, 28 Şubat zihniyetinin tamamen yok olduğunu söylemek mümkün değildir. Hâlâ bu zihniyeti savunanlar, geçmişin karanlık günlerine özlem duyanlar var. Ancak biz, unutmayacağız ve unutturmayacağız. Adalet yerini bulana kadar, 28 Şubat mağdurlarının hakları tam anlamıyla iade edilene kadar mücadelemiz devam edecektir." diye konuştu. (İLKHA)

Kaynak: ilkha