Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yerli ve milli olarak geliştirilen Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule uygulamaları ile siber güvenliği sağladıklarını bildirdi.

Bakan Uraloğlu, sosyal medya platformlarının faaliyetlerinin sürdürülmesinden yana olduklarını ve asla yasakçı bir zihniyet içerisinde olmadıklarını vurgularken, "Milli ve manevi değerlerimiz ile aile yapımız bizim en kıymetlimiz. Sosyal medya mecralarından onlara bir halel getirilmesine ve kimse için tehdit alanına dönüşmesine izin vermeyeceğiz." dedi.

"Nesnelerin interneti olarak adlandırılan yeni bir yaşam biçimimiz var"

 Son yıllarda internet kaynaklı veri ihlallerinin artmasıyla birlikte bilgi güvenliği yönetiminin öneminin arttığını ve herkes için kritik bir öncelik haline geldiğinin altını çizen Uraloğlu, "Artık hayatımızın her alanına nüfuz eden internete bağlı cihazların oluşturduğu nesnelerin interneti olarak adlandırılan yeni bir yaşam biçimimiz var. Bu yeni yaşam biçimi ile birlikte bir yandan klasik çalışma, düşünme, eğlenme yöntemleri değişirken diğer yandan yaşam yeni şekilleriyle elektronik ortama taşınmaya devam ediyor. Artık faturalarımızı internetten ödüyor, e-ticaret siteleri üzerinden alışveriş yapıyoruz. İnternet bankacılığı ile para transferleri gerçekleştiriyoruz. Düşünüldüğünde tüm bu gelişmeler, emek, kaynak ve zaman tasarrufu başta olmak üzere pek çok faydalar sağlıyor. Her türlü bilginin elektronik ortama taşınması ve kritik altyapılarda da yoğun olarak internet uygulamalarının kullanılması güvenlik ihlallerini de beraberinde getirdi." şeklinde konuştu.

 "Siber dayanıklılık ve olgunluk, sadece teknoloji odaklı bir yaklaşımla sağlanamaz"

 Siber saldırıların sadece bir teknoloji sorunu olmaktan çıktığını, ekonomik ve sosyal hayatın her alanını etkileyen ciddi bir tehdit haline geldiğini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Gelişen tehditler karşısında bu alanlardaki çalışmaların önemi giderek artmakta ve bu tehditlere karşı yenilikçi güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu noktada konferansımızın ana temasını oluşturan siber dayanıklılık ve olgunluk kavramları da bu tehditlere karşı koymada her kurum ve işletmenin öncelikli hedeflerinden biri olmuştur. Siber dayanıklılık, siber saldırılara karşı direnç gösterme, saldırıların etkilerini en aza indirme ve normal işleyişine hızla dönme yeteneğini ifade ederken siber olgunluk ise bir organizasyonun siber güvenlik yönetimi süreçlerindeki başarısını ifade etmektedir. Siber dayanıklılık ve olgunluk, sadece teknoloji odaklı bir yaklaşımla sağlanamaz. Bu kavramlar, organizasyonun tüm yapısına entegre edilmeli ve çalışanların siber güvenlik farkındalığının artırılmasıyla desteklenmelidir." ifadelerini kullandı.

 "Savaşlar bilişim dünyasındaki yerini almıştır"

 Bakan Uraloğlu siyonist işgal çetesinin Lübnan'da çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirdiği siber terör saldırılarının, tüm ülkeler için siber güvenliğin önemini bir kez daha ön plana çıkardığını ifade etti.

Uraloğlu, "Siber saldırılarla bir bilgisayar kullanıcısının banka hesap bilgileri elde edilebileceği gibi bir ülkenin askeri ve politik sırlarına ulaşılması, finans merkezleri, elektrik santralleri, ulaştırma ve iletişim sistemleri ile hastanelerin çalışamaz hale getirilmesi de mümkün. Nitekim birkaç ay önce Amerika kaynaklı olarak böyle bir durum da yaşandı. Maalesef, iletişim teknolojileri sayesinde hayatımızı ve işlerimizi kolaylaştıran bu imkânlar, kötü niyetli kişiler, yabancı istihbaratlar ve terör örgütleri tarafından da kötü amaçlı kullanılabiliyor. Virüs, solucan, truva atı, köle bilgisayar ağları gibi araçlar kullanılarak sistemde bulunan bilgilere erişilip zarar verilebiliyor. Kısaca savaşlar da artık bilişim dünyasındaki yerini almıştır.” açıklamasında bulundu.

 "97 binin üzerinde zararlı bağlantı tespit ederek erişim engeli getirdik"

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesindeki Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezinin (USOM) faaliyetleri hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, "USOM eliyle yurt içi ve yurt dışı kaynaklı siber tehditleri tespit etme ve önleme faaliyetleri yürütüyoruz. Ulusal ve uluslararası düzeyde iş birlikleriyle, siber tehditlere karşı mücadele halindeyiz. Kritik sektörlerde, Sektörel Siber Olaylara Müdahale Ekipleri kısa adıyla SOME ile kurumlar bünyesinde Kurumsal SOME’ler kurarak teknik seviyede ulusal siber güvenliğimize ilişkin organizasyonun şekillenmesini sağladık. USOM koordinasyonunda görev yapan 14 sektörel SOME ve 2 bin 304 kurumsal SOME ile buralarda görev yapan 7 bin 873 siber güvenlik uzmanı ülkemizin sanal siber sınırlarını koruyor. 2024 yılında toplam 97 binin üzerinde zararlı bağlantı tespit ederek altyapı seviyesinde erişimlerini engelledik. Ayrıca, USOM tarafından 2024 yılında toplam 12 binin üzerinde siber güvenlik bildirimi ilgili kurum ve kuruluşa bildirilerek gerekli önlemlerin alınmasını sağladık." açıklamasında bulundu.

"Milli ve manevi değerlerimiz ile aile yapımız bizim en kıymetlimiz"

Sosyal medyanın kimse için tehdit alanına dönüşmesine izin vermeyeceklerini kaydeden Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milli ve manevi değerlerimiz ile aile yapımız bizim en kıymetlimiz. Sosyal medya mecralarından onlara bir halel getirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Son zamandaki yaptığımız uygulamalarla gerek temsilci atamayan platformların temsilci ataması gerekse de temsilci gerektirmeyen bazı oyun platformlarının ülkemizle yakın temasa geçtiğini özellikle söylemek isterim. Burada biz gençlerimizi, kadınlarımızı, insanlarımızı korumaya bu anlamda devam edeceğiz ve kesinlikle hiçbirine müsamaha göstermeyeceğiz. Bir sosyal medya platformunun ne kadar kuralları varsa bizim ülkemizin kuralları ve prensipleri de en az onlar kadar kıymetlidir. Bu noktada bütün kurumlarımızla, Bakanlıklarımızla ve diğer ilgili bütün kurumlarımızla yakın bir iletişim halindeyiz. Gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz." (İLKHA)

Kaynak: ilkha