İnsan yaşamındaki en kıymetli varlıklar annelerdir. Hamilelik sürecinden itibaren anne, karşılıksız ve menfaatsiz olarak şefkatini, sevgisini çocuğu ile paylaşır. Çocuğunu korur. Doğumdan itibaren büyük sorumluluk üstlenen anne, çocuğun koruyucusu, bakıcısı, Dünyaya getiren varlığı olmasıyla birlikte aynı zamanda öğretmenidir.
Çocuğun sağlıklı yetişmesi ve büyümesi için insanın yaşamındaki ilk ve en iyi öğretmen olan annelere büyük sorumluluk ile görevler düşmektedir.
Bebek ilk doğduğunda annesi tarafından kollarına alındığında; aslında ilk eğitimini alır. Bu ilk dersinde öğrendikleri sevgi ve değerdir. Çocuk her ağladığında anne onu kucağına alarak ona güveni öğretir. Ağlayan çocuğu eline alan anne çocuğa güven verir ve çocuk susar. Belki de çocuğun ilerleyen zamanlarda özgüven kazanmasının temelleri burada atılır. Kendine güvenen bir birey olarak yetişir.
Bazı annelere göre çocuğun ilk Dünyaya geldiği yıllardaki yaşantısında; eğitimden çok çocukların beslenmeye, barınmaya ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarının karşılamaları gerekir. Oysa çocuk eğitimi almaya başlamıştır bile.
Çocuk annesini taklit ve gözlemleriyle eğitimini almaya devam eder. Çocuklar anne karnındayken öğrenme yetilerini kazanırlar. Çocuklar yaşamlarının ilk anlarında yüksek öğrenme potansiyeline sahiptir. Bu yüzden annelerini taklit ederek öğrenmeye devam ederler. Anne, sadece çocuğun ilk doğduğu andan itibaren eğiticisi değildir. Çocuğun ergenlik dönemine kadar eğitimine katkı sağlar. Çocuklara en çok zaman geçiren anne olduğundan çocuk eğitiminin temellerini annesinden alır.
Aile bireyin ilk okuludur. İnsan gerçek kimlik ve kişiliğini ailesinde kazanır. Kişi doğduğundan beri dahil olduğu ailesinden çok şey öğrenir. İnsanın kültürü bu ile okulunda şekillenir. Bir insan gülmeyi, sevmeyi, güveni, konuşmayı ailesinden öğrenir.
Çocuklar yaşamlarındaki ilk okul olan aile de olumlu davranışları kazandıkları gibi olumsuz davranışları da burada kazanır. Bu açıdan aile bireylerine büyük sorumluluk düşmektedir.
Çocuğun okul öncesi eğitimini aldığı bu okulda, çocuklara ilgi ve şefkatle yaklaşılmalıdır. Çocuk bu okuldan öğrendiklerinin büyük bölümünü taklit ve gözlemlerle öğrendiği için; özellikle anne baba olmak üzere aile bireylerini mercek altına aldığı unutulmamalıdır.
Çocuğa sabırla yaklaşılmalıdır. Baskı ve şiddetten kaçınılmalıdır. Annenin ilk öğretmen olarak verdiği eğitim, diğer bir öğretmen olan baba tarafından yapılacak katkılarla da sürdürülmelidir.
Özellikle okul öncesi eğitimde etkili olan aile okulu, insanın yaşamı boyunca yeni katkılarla devam etmektedir. Aile okulu çocuğun karar verme yeti sinide çok etkilemektedir. Aile okulunda alınan eğitim ayrıca bireyin hayatını şekillendirmesin de de oldukça etkilidir. Çocukların fikirleri dinlenilmeli isteklerine saygı olunmalıdır. Yanlışları akılcı yöntemlerle düzeltilmelidir.
Her çocuğun başarı duygusu yaşamasına imkan verilmeli. Cesaret kırıcı şekilde değil, destekleyici yaklaşımda bulunulmalıdır. Çocuklara kendi başlarına işler yapılması için kontrollü olarak fırsat verilmelidir. Aile okulunda iletişimin de çok önemli olduğu unutulmamalıdır.