"Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır. O’na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır." Ayetinin hatırlatıldığı cuma hutbesinin tamamı:
"Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor, 'Biz her ümmete kurban kesmeyi meşru kıldık ki kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine Allah'ın adını ansınlar...' Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor, 'Âdemoğlu Kurban Bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır...'
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın en büyük nişanelerinden biri olan kurban ibadetini eda etmemize sayılı günler kaldı. Cenâb-ı Hak sağlık, sıhhat ve afiyetle Kurban Bayramı’na ulaşmayı hepimize nasip eylesin. Kurban, dinen zengin sayılan bir Müslüman’ın bayram günlerinde, kurban edilme şartlarını taşıyan hayvanları Allah rızası için kesmesidir. Kurban, Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız nimetlere karşı şükrümüzün ifadesidir. Allah’a kul olmanın, O’na yaklaşmanın, O’nun emirlerine itaat etmenin gayretidir. Kurban, Allah’a duyduğumuz muhabbetin diğer bütün sevgilerin üstünde olduğunun göstergesidir. Dünya hayatında sahip olduğumuz her şeyi Allah yolunda feda edebileceğimizin simgesidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Kurban ibadeti, bir hayvanı kesmekten, onun etinden istifade etmekten çok daha derin anlamlar taşımaktadır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de لَنْ يَنَالَ اللّٰهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَٓاؤُ۬هَا وَلٰكِنْ يَنَالُهُ التَّقْوٰى مِنْكُمْۜ 'Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır. O’na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır.' buyrulmaktadır. Bizler, kurban kesmekle takvayı kuşanır; Rabbimizin emrini yerine getirmenin, sevgisine mazhar olmanın, rızasına kavuşmanın huzuruna ereriz. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sünnetini ihya eder; muhtaç ve mazlumların hanelerine, gönüllerine ve sofralarına muhabbet taşımanın hazzını tadarız. İyiliğin kapısını aralar; yetimlerin, öksüzlerin ve kimsesizlerin dualarında yer almanın mutluluğunu yaşarız.
Değerli Müminler!
Yüce dinimiz İslam’a göre kurban ibadetinde asıl olan müminin kurbanını kendi kesmesidir. Kurban etlerini ailesi, akrabaları, komşuları ve ihtiyaç sahipleriyle paylaşmasıdır. Unutmayalım ki, kurban kesmeyip bedelini sadaka olarak vermekle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Küçükbaş hayvan bir kişi tarafından, büyükbaş hayvan ise en fazla yedi kişiye kadar ortaklaşa kesilebilir. Dolayısıyla bir hisseye birden fazla kişinin ortak olması da caiz değildir; farklı kurbanların etlerinin birbirine karıştırılıp hisse sahiplerine verilmesi de caiz değildir. Kurban, et alım satımı gibi görülmemelidir. Kurban ibadetinin sıhhati açısından bu tür yanlış uygulamalara asla itibar edilmemelidir. Bir diğer husus ise; bulunduğu yerde kurbanını kesme imkânı bulamayanlar veya birden fazla kurban kesmek isteyenler, vekâlet yoluyla kurban kestirebilirler.
Aziz Müslümanlar!
İhtiyaç sahibi kardeşlerimize kurban etini ikram etmek için gayret gösteren pek çok gönüllü teşekkül gibi Türkiye Diyanet Vakfımız da ibadet ve emanet bilinciyle ‘Vekâletle Kurban Kesim Organizasyonu’ gerçekleştirmektedir. ‘Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş’ şiarıyla bu yıl da başta depremden etkilenen iller olmak üzere ülkemizin dört bir yanındaki kardeşlerimize kurban emanetlerinizi güvenle ulaştıracağız. Dünyanın pek çok bölgesinde mazlum, mağdur ve muhtaçlara yardımsever milletimizin iyilik elini uzatacağız. Acıları, zulümleri, gözyaşları ve hüzünleri el birliğiyle sevince dönüştüreceğiz. Kimsesizlerin kimsesi olacak, mahzun yüzleri birlikte güldüreceğiz inşallah. Bu vesileyle sizleri; din görevlilerimiz, il ve ilçe müftülüklerimiz, Türkiye Diyanet Vakfımızın internet sitesi aracılığıyla bu iyilik ve hayır kervanına katılmaya davet ediyorum. Yüce Rabbim kurbanlarımızı dergâhında kabul buyursun. Gazzeli kardeşlerimizin sevinç, huzur ve güven içinde bayram sabahına ulaşmalarını ihsan eylesin. Hafta sonu imtihana girecek olan bütün gençlerimize zihin açıklığı ve başarılar diliyorum. Cenâb-ı Hak, gençlerimizin vatanımıza, milletimize ve insanlığa hayırlı ve faydalı nesiller olarak yetişmelerini nasip etsin." (İLKHA)