Türkiye'deki hekimler ve sağlık çalışanları tarafından her hafta düzenlenen "Sessiz Yürüyüş" eylemi 34'üncü haftasında da devam etti.

İstanbul'da eller Gazze’ye dua için semaya kalktı İstanbul'da eller Gazze’ye dua için semaya kalktı

Malatya'da "Hekimler, sağlık çalışanları terör soykırım ve işgale karşı yürüyor" sloganıyla siyonist işgal rejiminin Gazze'de ve Refah'ta yaptığı soykırımı tel'in ederek, Gazzeli mücahitlerin yanında olduklarını dile getirdi.

Eski İl Milli Eğitim Müdürlüğü binası önünden başlayan yürüyüş, Kernek Karagözlüler Camii önünde son buldu.

"Şeytanın lanetlenmesinin sebebi kendini Hazreti Âdem'den (Aleyhisselam) üstün görmesiydi"

Basın açıklamasından önce Kayseri'deki olayın bahane edilerek Suriyelilere yapılan saldırıları kınayan Dr. Fuat Zengin, "israil Gazzeli kardeşlerimizi katlettiği için yaptıkları zulme karşı çıkmak ve onları lanetlemek için yürüyoruz. Ancak kendi ülkemizde başka Kayseri'de olmak üzere birçok ilde türlü bahanelerle Suriyeli kardeşlerimizi, iş yerlerini, evlerini saldırıyla yok etmeye çalışanları da lanetliyoruz ve kesinlikle bunu kabul etmiyoruz. Suriye'den insanlar keyfinden Türkiye'ye gelmediler. Büyük devletlerin oyunları sonucunda ölmemek için buraya geldiler. Bunu herkes biliyor. Ve kendine Müslümanım diyenlere de şunu hatırlatıyoruz. Şeytanın lanetlenmesinin sebebi kendini Hazreti Adem'den (Aleyhisselam) üstün görmesiydi. Hiç kimse kimseden üstün değil. Bunu herkes tekrar hatırlasın. Eğer üstün görüyorsa kendisini bilsin ki Allah katında imanı tehlikededir. Biz israil'in yaptığı zulme karşı çıkarken kendi ülkemizde benzer bazı şeyler yapanlara da karşı olduğumuzu söylemek zorundayız. Ve her zaman biz Suriyeli mazlum kardeşlerimizin yanındayız. Kim suç işliyorsa ister Türk olsun, ister Arap olsun, ister Kürt olsun, suçluların bulunup cezalandırılmasını istiyoruz. Genelleme yapmak hiç kimsenin hakkı değildir" dedi.

Dr. Zengin'in konuşmasının ardından kitle adına basın açıklamasını okuyan İlahiyat mezunu Hasan Çakmak, 38 bini şehit, 100 bini aşkın yaralanın olduğu ve 20 bine yakın çocuğun yetim kaldığı Gazze'de mazlumların göğü inleten çığlıklarına sessiz kalan sağırların bir gün muhakkak hesap vereceklerini dile getirdi.

"Bütün zorluklara rağmen var gücüyle çalışan Gazze’nin şerefli doktor ve sağlık çalışanlarına selam olsun"

9 aydan fazladır devam eden soykırım ve zulme sabreden onurlu Gazze halkına ve bütün zorluklar içerisinde açlığa, ilaçsızlığa rağmen kendi canı pahasına hastaları için var gücüyle çalışan Gazze’nin şerefli doktor ve sağlık çalışanlarına selam göndererek basın açıklamasına başlayan İlahiyat mezunu Hasan Çakmak, Türkiye’deki hekimler ve sağlık çalışanları olarak Sessiz Yürüyüşlerinin 34'üncü haftasında yeniden Gazze’yi hatırlamak ve hatırlatmak için toplandıklarını söyledi.

"7 Ekim'den bu yana 38 bin şehit, 100 binden fazla yaralı ve 20 bine yakın çocuk yetim kaldı!"

Yaklaşık bir asırdır Filistin'i işgal eden siyonist rejimin, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yaptığını, insanları yurtlarından zorla sürgün ettiğini, vatanlarına ve mal varlıklarına el koyduğuna vurgu yapan Çakmak, İşgalci israil'in 7 Ekim'den itibaren süren saldırıları neticesinde 38 bin kişinin şehit olduğu, 100 bini aşkın kişinin yaralandığı 20 bine yakın çocuğun ise yetim kaldığına dikkat çekti.

Son günlerde Nasır ve Şifa Hastaneleri’ndeki yıkım ve bölgede bulunan toplu mezarlar ve işkence edilerek şehit edilen insanların cesetleri işgalci israil’in vahşetini gözler önüne serdi"

Siyonist rejimin Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüştüğünü ancak söz konusu saldırıların uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmadığını kaydeden Çakmak, şöyle devam etti:

Saldırılardan önce Gazze'de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken bugünlerde ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane mevcut. Bunların da sadece 2'sinde aktif olarak ameliyat yapılabiliyor. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş durumda. Büyük bir fedakarlıkla aylardır maaş almadan mesleklerinde çalışmaya devam eden hekim ve sağlık çalışanlarının şehit edilmesi, tutuklanması ve göçe zorlanması nedeniyle meslektaşlarımız sağlık hizmeti veremez hale gelmiştir. Gazze'nin kuzeyindeki en büyük hastane olan Şifa Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı. Gazze’nin güneyindeki en büyük hastane olan El-Nasır Hastanesi bombalandı ve hizmet dışı kaldı. Ayrıca son günlerde Nasır ve Şifa Hastaneleri’ndeki yıkım ve bölgede bulunan toplu mezarlar ve işkence edilerek şehit edilen insanların cesetleri İşgalci İsrail’in vahşetini gözler önüne serdi."

"İnsanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkûm ediliyor!"

Gazze halkının abluka altında açlığa mahkûm edildiğine vurgu yapan Çakmak, "Bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkûm ediliyor. Çok sayıda artan menenjit ve hepatit C vakası var olan durumu daha da zorlaştırıyor. Gazze'deki durum kelimenin tam anlamıyla bir soykırım. İsrail Gazze'nin tamamını bir toplama kampına çevirmiş durumda ve hiçbir hukuk ve ahlak kuralı tanımadan, hiçbir insani değerle açıklanmayacak şekilde adeta bir soykırım yapıyor. İnsanların gidebilecekleri hiçbir yer yok ve en son sığındıkları hastaneler dahi bombalanıyor" diyerek yaşanan vahşete dikkat çekti.

"Siyonist reimin zalimliği ve zulmü, gittikçe artmaktadır"

Çakmak, "Gittikçe zalimliği ve zulmü artan işgalci israil'e diyoruz ki zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar ve daha da azgınlaşır, senin de sonun yaklaştı ey israil, geçmişteki tüm zalimler gibi senin de tarihin kara sayfalarında adın geçecek ve lanetle anılacaksın, bugün senin zulmüne susanlar, senin yanında olup yardımcın olanlar da ilerde utancından kaçacak delik arayacak ve yargılanmaktan kurtulamayacak" dedi.

"2 milyon mazlumun göğü inleten çığlıklarına sessiz kalan sağırlarla hesaplaşacağız"

2 milyon mazlumun göğü inleten çığlıklarına sessiz kalan sağırlarla hesaplaşacağız." Diyerek açıklamasına devam eden Çakmak, "Çocuk ve kadınlar öldürülünce susan dilsizlerle hesaplaşacağız… 38 bin kişinin katledilmesini görmeyen, kör taklidi yapanlarla hesaplaşacağız… Öyle bir hesap ki bugün silahlarıyla güçlü gözükenler o gün zalimlerin yaşayacağı korkunç akıbeti yaşamaktan kurtulamayacak. Elbet bugünler de tarih olacak, bugünler de gelecekte anılacak. Bugünlere dönüp baktığında elinden geleni yapanların gönlü ferah olacak. Diğerlerinin ise ömrü vicdan hapishanelerinde geçecek" ifadelerine yer verdi.

"Boykotu gevşetmeyip alışkanlık haline getirdiğimizde sevinen mazlumlar olacak"

Çakmak, "Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda, imkân olursa; gemilerle kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda, imkan ve şartlar müsait olmadığında; Eylem ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını haykırdığımızda, Dua ile Allah'tan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde, Boykotu gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak" diye belirtti.

"Dünyadaki tek özgür kara parçası olan Gazze'ye ve onurlu ve hür insanlarına selam olsun"

Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Dünyadaki tek özgür kara parçası olan Gazze’ye ve onurlu ve hür insanlarına selam olsun. Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!" ifadelerini kullandı. (İLKHA)

Kaynak: ilkha