Siyaset

HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Demir: Kürt Meselesini kökten çözecek ciddi adımların atılması gerekir

HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Şahzade Demir, TBMM’de gerçekleştirdiği basın toplantısında iç ve dış gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen HÜDA PAR Genel Başkan Vekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir; Kürt meselesi, Türkiye’nin BRICS üyeliği, soykırıma katılan çifte vatandaşlık sahibi siyonistler ile ilgili kanun teklifi konularına dair değerlendirmelerde bulundu.

Kürt Meselesi ve başlaması düşünülen yeni süreç ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak sözlerine başlayan Demir, "Son gelişmeler kamuoyunda 'yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?' tartışmasını beraberinde getirdi. Öncelikle şunu ifade etmek istiyoruz: Ülkenin geleceğini düşünen, iyiliğini isteyen herkes Kürt meselesinin çözülmesi gerektiği konusunda hemfikirdir. Şeytanın mezhebi olan ırkçılık hastalığına kapılmış olanlar ve kökü dışarda olan faşist örgütlenmelerin bu konuda menfi tavır sergilemesi bir şey ifade etmez. Bu mesele çözülmediği sürece ülkenin gelişmesi sekteye uğrayacak; Türkiye, bölgesel ve küresel anlamda alması gereken konumu alamayacaktır." dedi.

"Kürt meselesi başka, PKK sorunu başka bir şeydir"

"Kürt meselesine adalet temelinde ve hukuk ekseninde köklü bir çözüm getirilmesi için adımlar atılmalıdır" diyen Demir, şunları kaydetti:

"Temel hakların kısmi düzeyde karşılanması şeklindeki bazı düzenlemelerle meselenin köklü bir çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Bunların da bir lütuf olarak zikredilmesi adalet eksenli bakışa da uygun değildir. İslam, bu coğrafyayı bir arada tutan çimento mesabesindedir ve bu sorunun çözümü için de İslam kardeşliği perspektifi göz ardı edilmemeli; kardeşliğin edebiyatı değil, hukuku tesis edilmelidir.

Örgütün silah bırakması ülke siyasetinin normalleşmesi için elzemdir. Ancak bir asırdır devam eden Kürt meselesinin çözüme kavuşturulması ve Kürtlerin meşru taleplerinin karşılanmasının silahlı bir örgütle pazarlık konusu yapılması siyasi olarak bir çıkmazdır, hukuki olarak da doğru değildir. Kürt meselesi başka, PKK sorunu başka bir şeydir. Kaldı ki hiçbir siyasi parti tek başına Kürtlerin tamamının temsilcisi değildir. Bu meseleyi sadece bir siyasi partiyi muhatap alarak çözmeye çalışmak daha önce yapılan yanlışları tekrar etmektir. Bu yaklaşım tarzı, çözümün akamete uğramasına sebebiyet verecektir. Bu vesileyle HÜDA PAR olarak Kürt meselesinin hak ve adalet çerçevesinde çözüme kavuşturulması için sorumluluk almaya ve çözüm için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz."

"Kürt meselesini kökten çözecek, İslam kardeşliğini tam anlamıyla tesis edecek ciddi adımların atılması gerekiyor"

Kürt meselesinin çözümü için nelerin yapılması gerektiğini anlatan Demir, "Yeni bir anayasa yapılması, sivil bir anayasa yapılması ya da barış ve kardeşliğin tesis edilmesi gibi çok önemli altyapılar belki yüzyılda bir oluşmaz ve böyle bir ortam meydana gelmez. Dolayısıyla bugün eğer böyle bir ortamın oluşmasına inanılıyorsa Meclis aritmetiği, toplumsal durum ve kamuoyu noktasında böyle bir zeminin oluştuğuna inanılıyorsa bunun heba edilmemesi lazım. Yapılacak şeyler pansuman tedbirlerle sınırlı kalmamalı, Kürt meselesini kökten çözecek, adaleti ve İslam kardeşliğini tam anlamıyla tesis edecek ciddi adımların atılması gerekiyor. Bu adımlar ister anayasal ister yasa ister devlet anlayışında olsun, hangi alanda olursa olsun 100 yıldan beridir kardeşliğe engel teşkil eden ne varsa bunların radikal bir anlayışla ortadan kaldırılması ve bir daha bu ülkenin önüne böyle sorunların gelmesinin önlenmesi lazım." şeklinde konuştu.

"Türkiye'nin BRICS üyeliğine yönelik adım önemlidir"

Türkiye'nin BRICS üyeliği girişimi ile ilgili de konuşan Demir, şunları söyledi:

"Rusya'nın Kazan şehrinde düzenlenen BRICS zirvesinin sonuç bildirisinde Gazze'de kapsamlı ve acil bir ateşkes talebi, işgal rejimi askerlerinin Gazze'den çekilmesi çağrısı, Filistin'in BM'ye tam üyeliğine destek verilmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işgal rejimine silah satışının durdurulmasına yönelik çağrısı önemli ve değerlidir.

Yıllardır AB'ye üyelik yolu tıkanan Türkiye'nin üyesi olduğu NATO, bugün dünyada yeni bir savaşın fitilini ateşleyen işgalci rejimin silah tedarikçisi konumundadır. Türkiye, çıkarları aleyhine politika yürüten ve bölgesel istikrarı hedef alan emperyalistlere karşı mutlaka ekonomik bağımsızlığını sağlamalıdır. Bu doğrultuda BRICS üyeliğine yönelik adım önemlidir. Türkiye, ekonominin bir silah olarak kullanıldığı küresel düzlemde ekonomik istikrarını sağlayarak etkin bir aktör olmayı hedeflemelidir. NATO'nun geldiği bu nokta göz önünde tutularak ve özellikle NATO'nun Türkiye'nin çıkarlarına verdiği zararlar da hesaba katılarak BRICS zirvesinin Türkiye açısından ne kadar önemli olduğunun bir kez daha anlaşılması gerektiğini düşünüyoruz."

"Hızlı bir şekilde çifte vatandaş olan, soykırıma katılan siyonistlerin hak ettikleri cezaya çarptırılması hususunda elimizi çabuk tutmamız lazım"

siyonist terör şebekesine sözde askerlik yapan ve orada soykırıma katılan ülkemiz pasaportuna da sahip çifte vatandaşların yargılanmasına dair verdikleri kanun teklifi ile ilgili de konuşan Demir, "israil terör şebekesi, güya terörist olan insanların ailelerinin vatandaşlıklarının iptal edilmesi ve bunların sınır dışı edilmesi yönünde bir karar aldı. Onların terörist olarak tanımladıkları insanların özgürlük savaşçısı olan, işgale karşı mücadele eden Müslüman kardeşlerimiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla haklarını savunan, işgale ve soykırıma karşı çıkan insanların terörist olarak lanse edilmesi, terörist olarak kabul edilmesi, vatandaşlıklarının kaldırılmasını ve sınırdışı edilmesi bütün insanlığın bir ayıbıdır. Bizim de ülke olarak bundan ders almamız lazım ve hızlı bir şekilde çifte vatandaş olan, soykırıma katılan siyonistlerin vatandaşlıklarının iptal edilmesi, yargılanmaları ve hak ettikleri cezaya çarptırılması hususunda elimizi çabuk tutmamız lazım." dedi. (İLKHA)