Çocukların sosyal medyada kimlerle iletişim kurduğunu, internette nasıl vakit geçirdiğini ve ebeveynleri tarafından nasıl kontrol edilmesi gerektiğini belirten Psikolog Erhan Ateş, çocukları internetten tamamen uzak tutmak yerine, bilinçli ve kontrollü kullanım sağlamaları için rehberlik etmenin daha sağlıklı bir yaklaşım olduğunu vurguladı.
Psikolog Ateş, teknoloji kullanımının uyku üzerindeki olumsuz etkileri, güvenli internet kullanımı için dikkat edilmesi gerekenler ve küçük yaştaki çocukların kontrolsüz bir şekilde internet kullanımlarıyla ilgili ailelere uyarı ve tavsiyelerde bulundu.
Bağımlılığı bir şeye bağlanıp ondan ayrılmama olarak tanımlayan Ateş, "Teknoloji hayatın içinde var olan bir unsurdur. Bunu bağımlılık boyutunda değerlendirirsek, 'onu hayatının merkezine koyup ondan bağını koparmamak, sürekli kullanma, teknolojiyi hayatının ana merkezine koymak ve ondan asla vazgeçmemektir' diyebiliriz. Birey hayatın tüm evrelerinde teknolojiden ayrılamıyorsa ve ayrıldığı zaman yoğun bir stres ve kaygı yaşıyorsa biz buna 'teknoloji bağımlılığı' diyoruz." ifadelerini kullandı.
Gece geç saatlere kadar telefonda vakit geçirenlerin sabaha yorgun ve zihinsel olarak daha dağınık kalkacağını belirten Ateş, uyku eksikliğinin hafıza, dikkat ve karar verme becerilerini zayıflattığını söyledi.
"Mavi ışık uyku düzenin bozulmasına ve beynin uyanık kalmasına neden olur"
Telefon, tablet ve bilgisayar ekranlarının mavi ışık yaydığını belirten Ateş, "Bu mavi ışık filtrelenmediği zaman, bireylerin göz ve zihin dünyalarında yaşadığı algılara bağlı olarak uyku bozukluğu oluşturur. Uyku sırasında mavi ışıklara maruz kalan bireylerde, sağlıklı dinlenmeme, zihni kullanmama ve ihtiyaçlarını karşılamama durumlarına bağlı olarak uyku problemleri meydana gelecektir. Uyku problemi yaşamayıp dinlenme uykusunu verimli geçirmeyen bireylerde, sabah dinç kalkamama ve enerjisi tükenmiş bir şekilde kalmak gibi haller meydana gelir, buda gün içerisindeki çalışma verimliliğini ve performansı etkiler." şeklinde konuştu.
Uykusuzluğun ortaya çıkma sebeplerini sıralayan Ateş, şu ifadelere yer verdi:
Uykusuzluğun ortaya çıkma sebepleri olarak şunları söyleyebiliriz, gece uyuması gereken saate uyumayıp bu uyuma saatini televizyon, tablet ve internette geçirmektir. Kişilerin telefondan ayrılamaması, sosyal medyada, 'kim ne mesaj attı, kim beni takip etti ve kimler gönderimi beğendi' şeklinde sosyal medyalara odaklanması sonucu ortaya bir bağımlılık sorunu ortaya çıkıyor. "
Kontrollü internet kullanımının önemine vurgu yaparak sosyal medyanın kullanımının belirli zaman dilimlerinde gerçekleşmesinin çok daha doğru bir uygulama olacağını belirten Ateş, "Birey, ihtiyacı olan yeme ve içmeyi nasıl dengeli bir şekilde karşılıyorsa aynı şekilde ihtiyacı olduğu kadar interneti kullanmalıdır. Bir zaman kotası olmalıdır. Yatak uyuma alanı, mutfak yemek yeme alanı internet kullanım alanı ise farklı olmalı." dedi.
"Sosyal medyada, çocukları olumsuz anlamda etkileyecek tipler ortay çıktı"
Çocukların internet ve sosyal medya kullanımında ebeveynlere büyük sorumluluklar düştüğünü ifade eden Ateş, konuşmasının devamında Tiktok ve benzeri sosyal medya uygulamalarının çocukları üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Ateş, "Çocuklar bazında düşünürsek te 13 yaşından önce mümkün oldukça çocukları internetle tanıştırmamak lazım. Eğer 13 yaşından küçük bir çocuğun, interneti kullanma zorunluluğu varsa bunu en asgari düzeye indirmeliyiz. Tabi bunun yanında çocukların ne izlediğine, neleri takip ettiğine, hangi bilgileri edindiğine ebeveynlerin dikkat etmesi lazım. Son dönemlerde, maalesef çocukları dehşet derecede olumsuz anlamda etkileyecek, internet fenomenleri dediğimiz tipler ortay çıktı. Bunlar çocuklara kötü örnek oluyorlar. Başta Tiktok olmak üzere, internetteki tüm sosyal medyaları bireylerin üzerinde olumsuz etkileri var. Tiktok'ta sürekli ahlaksız videolar karşımıza çıktığı için bunlar bireylerde zamanla normalleşiyor. 'O yapabiliyorsa bende bunu yapabilirim' algısına giriyor." dedi.
"Sosyal medyada kişisel bilgi paylaşmayın"
Çocukların kişisel bilgilerini sosyal medya üzerinden paylaşmaması gerektiğini vurgulayan Ateş, "İnternetin bir dezavantajı da, hız bir trafik dönüyor orda ve bireylerde hayatın böyle hızlı olacağı düşüncesine giriyor. Böyle olunca birey herkesle bilgisini paylaşıyor ve sosyal medyadaki herkesin güvenilir olduğunu düşünüyor. Sosyal medya, adı üstünde sosyalleşme alanıdır, özeleşme alanı değildir. Kişisel mahrem alanlarını paylaşmamak lazım. Çocuklara bu konuda iyi örnek olmamız lazım. Siz ne yaparsanız, neyi paylaşırsanız çocuklarda sizi örnek alıp aynısını paylaşır. Çocuklarımıza her zaman özel bilgilerini paylaşmaması gerektiğini söylemeliyiz. Sosyal medyada kötü niyetliler hiçbir zaman gerçek yüzlerini göstermezler. Cani olan bir birey kendini mazlum gösterebiliyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)