Akciğer kanseri farkındalık ayı nedeniyle açıklama yapan Uzm. Fizyoterapist Özpineci, "Akciğer kanseri, günümüzde sık görülen kanser türleri arasındadır. Erkeklerde daha sık görülürken kadınlarda da görülme sıklığı artmaktadır” dedi.
Akciğer kanserinin oluşumunda sigaranın yaklaşık yüzde 85 etkili olduğunu dile getiren Özpineci, "Genetik, hareketsiz yaşam, çevresel ve mesleki maruziyetler, cinsiyet, diyet, sigara tüketimi... Yapılan çalışmalar sonucu akciğer kanserlerinin oluşumunun yaklaşık yüzde 85'inin sigara ve sedanter yaşam ile ilişkili olduğu göstermiştir. Ülkemizde ise görülen akciğer kanserlerinin yüzde 90’ının sigara kullanımı ve hareketsiz yaşama bağlı ortaya çıktığı belirtilmiştir." ifadelerini kullandı.
Akciğer kanserinden korunma ve akciğer kanserinin tedavisi için yaşam şekli değişikliğine ihtiyaç olduğunu ifade eden Özpineci, "Çalışmalar gösteriyor ki, kanserin oluşumunda yer alan risk faktörlerinde genetik gibi durumları değiştirememekle birlikte değiştirilebilir risk faktörlerinin kanser oluşumunda etkisinin daha fazla olduğu görülmektedir. Yaşam şekli değişikliği yaparak kanser oluşum riskini azaltmaktayız. Akciğer kanserinde tanı ve tedavi süresi boyunca çeşitli komplikasyonlar gelişmektedir. Gelişen bu komplikasyonlar sonucunda hastaların fiziksel ve fonksiyonel kapasitelerinde ve yaşam kalitesinde azalma, yorgunluğun artması, uyku sürelerinde azalma, anksiyete ve depresyon gibi durumlar sık karşılanmaktadır. Görülen bu komplikasyonları azaltmak, tedavinin başarısını ve hastanın yaşam kalitesini artırabilmek adına fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarına akciğer kanserinin her evresinde ihtiyacımız vardır." dedi.
"Solunum egzersizleri de en az medikal tedavi kadar önem arz etmektedir"
Akciğer kanserinde pulmoner komplikasyonların en sık görülen semptomlar arasında olduğunu anımsatan Özpineci, "Bu durum bazen kanserin direkt kendisi bazen ise radyoterapi gibi kanser tedavilerine bağlı olarak kardiyorespiratuar sistemin etkilenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu etkilenim ile hastalarda solunum kaslarının zayıflaması sonucu nefes darlığı çok yaşanmaktadır. Akciğer kanserinin yönetiminde, uygulanan medikal tedavilerin yanı sıra doğru ve düzenli yapılan aerobik egzersizler ve solunum egzersizleri de en az medikal tedavi kadar önem arz etmektedir. Hastanın ihtiyacına göre doğru ve düzenli yapılan egzersiz programları sonucunda kanserden korunmak ve akciğer kanseri tanısı almış hastaların fonksiyonel kapasiteleri ve akciğer hacimlerinde görülen artış miktarıyla hastalar fiziksel ve psikolojik açıdan yarar görmekte olup, buna bağlı yaşam kaliteleri artmaktadır. Yapılan egzersizin türü, şiddeti ve süresi bireyin ihtiyacına özgü kapsamlı olarak değerlendirildikten sonra belirlenip, kişiye özel program oluşturulmaktadır. Unutulmamalıdır ki, doğru yapılan egzersiz sizin nefes alma biçiminiz olup yaşam kalitenizi belirlemektedir." şeklinde konuştu. (İLKHA)