7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonuna ve Gazze'ye destek veren Lübnan İslami Direnişine sahip çıkmak ve siyonist işgal çetesi tarafından Filistin'de yapılan soykırım ile birlikte son olarak Lübnan'a da yapılan siber saldırıya tepki göstermek için Aksa Tufanına Destek İnisiyatifi tarafından Ankara'nın Ulus Meydanı'nda basın açıklaması düzenlendi.

Sık sık tekbir ve sloganların atıldığı basın açıklaması, Kudüs Günü Haber Sitesi Yayın Yönetmeni Kemal Kemahlı tarafından okundu.

Açılış konuşmasının ardından Aktivist Harun Özkarakaş tarafından da bir konuşma yapıldı.

Siyonist rejim Gazze'de bir eve saldırdı: 7 şehid Siyonist rejim Gazze'de bir eve saldırdı: 7 şehid

Konuşmaların ardından Aksa Tufanına Destek İnisiyatifi adına basın açıklamasını Mavi Marmara Gazisi Zeki Kanat okundu.

Hac Suresi 39. Ayeti Kerimenin mealini okuyarak açıklamasına başlayan Kanat, "Şanlı Aksa Tufanı’nın birinci yıldönümüne yaklaştığımız bu günlerde, Gazze’de, siyonist israilin vahşice saldırıları sonucu çoğunluğu çocuk ve kadınlardan olmak üzere şehid olan 41 bin kardeşimizi rahmetle anıyoruz. Bu soykırımı gerçekleştiren ırkçı israili ve ona her türlü desteği veren başta büyük şeytan ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya ve tüm işbirlikçi rejimleri şiddetle lanetliyoruz. Bu zulme yaklaşık bir yıldır direnen izzetli Gazze halkını selamlıyoruz. Onların bu şanlı direnişine olan desteğimizi bir kez daha ilan ediyoruz." dedi.  

"Bu saldırı Lübnan halkının ve direnişinin çelikten iradesini zayıflatamamıştır"

Kanat, "Bildiğiniz gibi bu hafta içerisinde işgalci israil, Lübnan’da sivil halka yönelik siber saldırılar düzenledi. Dünya tarihinde daha önce hiç görülmemiş bir katliam gerçekleştirdi. Lübnan Hizbullah'ının sivil güçleri ile birlikte doktor, hemşire ve eczacıların da kullandığı çağrı cihazları siber saldırı ile patlatıldı. Bu saldırılarda çok sayıda kişi şehid olurken binlerce kişi de hayati organlarından yara aldı. Bu saldırılarla korsan israil en az 5 bin Müslümanı öldürüp Lübnan’da bir panik havası oluşturmak istedi. Fakat şehitlerin kanının bereketi, direnişin basireti ve Lübnan halkının dayanışması ile bu menfur saldırı hedefine ulaşamadı elhamdülillah. Bu saldırı Lübnan’a zarar vermiş olabilir ve fakat Lübnan halkının ve direnişinin çelikten iradesini zayıflatamamıştır. Lübnan halkı Sünnisiyle, Şiisiyle, Hıristiyanıyla, Dürzisiyle Hizbullah’ın önderliğinde terörist israilin saldırıları karşısında on yıllardır direnmektedir ve direnmeye de devam edeceğini bu son olayda tüm dünyaya göstermiştir. Siyonist israilin bu terör eylemleri nedeniyle şehid olan kardeşlerimize yüce Allah’tan ulvi makamlar ve yaralılara da acil şifalar niyaz ediyoruz. Lübnan halkına, hükümetine ve direnişin lideri Seyyid Hasan Nasrallah’a taziye ve tebriklerimizi arz ediyoruz. Türkiye halkı olarak Lübnan halkının ve direnişinin destekçisi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha Ankara’dan ilan ediyoruz." ifadelerine yer verdi.

"Neden gasıp israil rejimi Lübnan’ı vahşice hedef aldı?"

İşgalci siyonistlerin Lübnan'ı neden hedef aldığıyla ilgili Kanat, açıklamasının devamında şunları aktardı: "Peki, neden gasıp israil rejimi Lübnan’ı vahşice hedef aldı? Çünkü Aksa Tufanı Savaşı’nın başlamasından bir gün sonra yani 8 Ekim 2023’te Hizbullah, Güney Lübnan’dan yani işgal altındaki Filistin topraklarının kuzeyinden Gazze’ye destek cephesini açtı. Hizbullah, kuzeydeki siyonist yerleşkelere düzenlediği füze saldırılarıyla, yaklaşık 200 bin siyonist işgalciyi başka bölgelere göç etmek zorunda bıraktı. Bu da Gazze savaşıyla ekonomisi darbe alan siyonist rejime ek bir mali yük getirdi. Ayrıca aylardır evlerine dönemeyen siyonist halk, Netanyahu hükümetini Hizbullah karşısında aciz kalmakla suçladı. Hizbullah bu süre zarfında siyonist ordunun askeri hedeflerine çok başarılı operasyonlar yaptı. Bu operasyonlarda yüzlerce siyonist asker öldü veya yaralandı. Siyonist ordunun en önemli askeri karargâhları yerle bir edildi. Direnişin Lübnan destek cephesini açması nedeniyle siyonist ordu, kara birliklerinin en az üçte birini Lübnan sınırına kaydırmak zorunda kaldı. Hizbullah’ın bu desteği Gazze’deki askeri direnişin büyük ölçüde rahatlamasını sağladı. 

Tabi Hizbullah bunu yaparken büyük bedeller ödedi ve hala da ödemeye devam ediyor. Aksa Tufanı Savaşı’nın başlamasından bu yana Hizbullah, aralarında üst düzey seçkin komutanlarının da bulunduğu 500’den fazla askerini Kudüs yolunda şehid verdi. Dün, siyonistlerin Beyrut’ta iki binaya düzenledikleri hava saldırısında Hizbullah’ın en önemli komutanlarından biri olan İbrahim Akil silah arkadaşlarıyla birlikte şehadet şerbetini içti. Bu arada korsan israilin Güney Lübnan’a düzenlediği saldırılardan dolayı yaklaşık 150 bin Lübnanlı evlerini terk ederek kuzeye hicret etmek zorunda kaldı. Zaten ekonomisi çok kötü olan Lübnan’da bu durum, Hizbullah’ın yükünü daha da ağırlaştırdı. 

Bu bir yıllık süreçte siyonist düşman; Amerikalı ve Avrupalı arabulucularla Hizbullah’a kuzey cephesini kapatması yönünde teklifler ve tehditler gönderdi. Fakat bu teklif ve tehditlere rağmen Seyyid Hasan Nasrallah her defasında açıkça, ‘Gazze’deki savaş durana dek Lübnan cephesini kapatmayacağız. Hepimiz öldürülsek de Gazzeli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız.

Biz de Ankara’dan Lübnan halkına ve Seyyide sesleniyoruz ve diyoruz ki; İçinde bulunduğunuz büyük sıkıntılara rağmen Gazze’yi desteklemeye devam eden şerefli Lübnan halkı ve onun aziz lideri! Vallahi bizler de sizleri yalnız bırakmayacağız inşallah. Yolunuz yolumuz, ahdiniz ahdimizdir. Özgür Kudüs’te buluşuncaya ve Mescid-i Aksa'mızda omuz omuza namaz kılıncaya kadar bu kutlu yoldan dönmeyeceğiz."

"HÜDA PAR’ın verdiği kanun teklifinin hemen yasalaşmasını istiyoruz"

Kanat, "Irkçı israilin bu savaşı tüm bölgeye yayma stratejisi izlediği bu kritik dönemde artık ülkemizin idarecilerinin de elini taşın altına koyma vakti geldi de geçiyor bile. Aziz milletimiz, hükümetten bir an önce Kürecik NATO radarını söküp atarak gasıp israili kör etmesini, siyonist israille hemen bugün tüm ilişkileri kesmesini, bu zalim rejimi tanımaktan vazgeçmesini, Azerbaycan petrolünün Bakü-Ceyhan boru hattından işgalci israile sevkiyatının durdurulmasını, siyonist elçiliğin kapatılmasını, siyonist israilde askerlik yapan çifte vatandaşlığa sahip Yahudileri tespit edip vatandaşlıktan çıkarmasını, bu bağlamda HÜDA PAR’ın verdiği kanun teklifinin hemen yasalaşmasını, Mavi Marmara davasını yeniden açmasını, başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki NATO üslerinden ABD eliyle siyonist israile herhangi bir askeri ve istihbari yardımın gitmesini engellemesini ve Haydarpaşa limanında keyfi olarak bekletilen Vicdan Gemisi’ne hareket izni vermesini istemektedir. Şimdi hamasi sözler söyleme vakti değil, eylem vaktidir!" dedi.

Son olarak Kanat, "Bu arada Batı Şeria’da Filistinli çiftçilerin haklarını savunurken siyonist askerler tarafından şehid edilen Ayşegül Ezgi Eygi’yi de rahmetle yâd diyoruz. Hükümetten, vatandaşımız olan şehid Ayşegül’ün hakkını aramasını ve Türk Ceza Kanunu’nun 12. maddesi gereği katilinin bulunup yargılanması için hukuki süreci gecikmeksizin başlatmasını talep ediyoruz. Biz Ankara’dan, siyonistler karşısında şanlı bir direniş gösteren HAMAS’ı, İslami Cihad’ı, Lübnan Hizbullahı’nı, Yemen Ensarullahı’nı ve Irak İslami Direnişi’ni selamlıyoruz. Sonuna kadar Direniş Cephesi’nin yanındayız. Onlarla iftihar ediyoruz. Yaşasın Direniş Cephesi, Yaşasın Küresel İntifada, Kahrolsun israil, Kahrolsun Amerika, Kahrolsun İşbirlikçi Rejimler." diyerek açıklamasını bitirdi.

Yapılan dua ile basın açıklaması nihayete erdi. (İLKHA)

Kaynak: ilkha