Gazze'de yaşanan soykırıma katılan çifte vatandaşlar hakkında HÜDA PAR tarafından hazırlanan kanun teklifinin TBMM'de görüşülmesi yönündeki önergenin kabulünün ardından başlayan süreç sürüyor.

HÜDA PAR'ın, soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlardan yargıdan kaçanların vatandaşlıktan çıkarılmaları ve mal varlıklarına el konulmasını öngören kanun teklifinin önümüzdeki günlerde Genel Kurul gündemine girmesi bekleniyor.

Teklif, çifte vatandaşların soykırıma karışması halinde; vatandaşlıktan çıkarılmaları, mal varlıklarının dondurularak yeni aile fonuna aktarılması ve ağırlaştırılmış müebbet almalarını öngörüyor. Kanun teklifi, yürütme ve yürürlük maddeleriyle toplamda 6 maddeden oluşuyor.

“Gönül isterdi ki bu bir kanun tasarısı olsun; hükümet tarafından teklif edilsin, AK Parti tarafından bu yasa yapılsın”

HÜDA PAR’ın meclise sunduğu kanun teklifi hakkında İLKHA muhabirine konuşan Sosyolog-Avukat İlhami Sayan, “Yasaların teklif edilmesi iki şekilde oluyor. Bir yasa tasarısı bir de yasa teklifi şeklinde veya diğer ismiyle kanun teklifi ve kanun tasarısı şeklindedir. Kanun tasarısı, hükümet tarafından yani mecliste çoğunluğu oluşturan parti tarafından yapılan kanun teklifine deniliyor. Kanun teklifi ise meclisteki milletvekillerinin imzasına açılarak, onların talepleriyle yapılan kanun teklifine deniliyor. Gönül isterdi ki bu bir kanun tasarısı olsun; hükümet tarafından teklif edilsin, AK Parti tarafından bu yasa yapılsın. Gönül bunu isterdi ve tüm toplumun beklentisi de bu yöndeydi. Aslında hükümet cenahında da bu yönde açıklamalar yapıldı. Çok uzun bir süre yapıldı ama aradan geçen uzun süreye rağmen 7-8 aylık bir süreçte maalesef bir kanun tasarısı yapılmadı.” dedi.

“Gündeme almanın en kısa sürede olması gerekiyor”

Sayan, “HÜDAPAR, yine milletin sesine kulak vererek bunu teklif haline getirdi ve bir kanun teklifi olarak meclis sundu; gündeme alınmasını talep etti ve meclis de bu kanun teklifinin gündeme alınmasına karar verdi. Fakat bu gündeme almanın en kısa sürede olması gerekiyor çünkü bu yasa ileride olması muhtemel veya zayıf ihtimal olan bir yasa teklifi değil. Böyle bir konuyla ilgili değil, uzun süreden beri süren bir soykırımla ilgili ve bu soykırım son hız devam ediyor. Gazze toplumu, Filistin toplum bir yok edilişle, soykırımla karşı karşıya. HÜDA PAR'ın kanun teklifi bunu konu alıyor ve bu ülkenin Türkiye'nin vatandaşı olup aynı zamanda israil vatandaşı olan veya israil vatandaşı olmayıp Türkiye vatandaşı olduğu halde siyonist fikirler taşıyan ve siyonistlere destek olan soykırım suçuna ortak olan kişilerin cezalandırılmasına yöneliktir.” diye belirtti.

HÜDA PAR Antalya İl Teşkilatı "Mevlid-i Nebi" münasebetiyle esnafa gül dağıttı HÜDA PAR Antalya İl Teşkilatı "Mevlid-i Nebi" münasebetiyle esnafa gül dağıttı

“Teklif, çok mantıklı ve çok pratiktir”

Ortada bir suç olduğunun açık olduğunu fakat bu suçun fiiliyatta bir cezasının bugüne kadar olmadığını dile getiren Sayan, “Aslında Ceza Kanunu'nun 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren ve 2004 yılında meclisten geçmiş olan 5237 sayılı yasanın 76 ve 77’nci maddelerinde soykırım insanlığa karşı işlenmiş olduğu kabul edilen evrensel bir suç olarak tanımlanmış ve herhangi bir zaman aşımı bu suçun yargılaması açısından öngörülmemiş. Yani zaman aşımına uğramayan evrensel bir suç. Kim yaparsa yapsın, kime karşı yaparsa yapsın bu suç cezalandırılabilir ve her ülke bunun yargılamasını yapabilir. Fakat bu yasanın uygulanmasının bir kusuru var. Bu yasa teklifi, bu kusuru benim kanaatime göre gideriyor. Şöyle ki; 76 ve 77’nci maddede suç olarak düzenlenen soykırım suçunun Türkiye'de yargılanabilmesi için Adalet Bakanı'nın izni gerekiyor. Ancak takdir edersiniz ki Adalet Bakanı bir hükümetin mensubudur ve hükümetler arası ilişkiler nedeniyle, hükümetin toplumun bir kısmını temsil ediyor olması nedeniyle yani oy verenler açısından işte içinden çıktığı parti açısından çünkü iktidarda bir parti oluyor ve bu partinin içinden çıkması nedeniyle meclisten çıkmamış olması nedeniyle bunun izninin çıkması fiiliyatta çok zor oluyor. Bu yasa teklifi buna şöyle bir alternatif getiriyor; Adalet Bakanı'nın izni yine cari, Adalet Bakanı'nın izniyle de soruşturma açılabilir; bu pratiklik yine devam ediyor ama bunu uygulanabilir duruma getirmek, bu konuda izin verilmesi durumunda hükümet üzerindeki baskıyı hafifletmek hükümetler veya devletler arası ilişkilere zarar vermemek veya bunu olması gereken dozda tutabilmek amacıyla ve bir yönüyle de topu meclise atmak veya milletin gerçek temsilcisi olan meclisten bu kararın sağlamak amacıyla meclisin de bu hususta izin verebileceğini öngören bir yasa teklifidir. Bu yönüyle çok mantıklı ve çok pratiktir.” değerlendirmesinde bulundu.  

“Kanun teklifinde, bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılmasının öngörülmesi çok yerinde bir tekliftir”

Söz konusu teklifle beraber soykırım suçuna iştirak eden, o suça ortak olan, dahli olan, suça destek olan kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılması kanunun emredici bir hükmü haline getirileceğini ifade eden Sayan, “Bu durum şu yönüyle önemlidir; normalde vatandaşlık hukukunda vatandaş olan her kişinin kendi devletine sadakatle bağlı olması, kendi ülkesine sadakat duygusuyla bağlı olmasını gerektirir. Şimdi bir kişi düşünün; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bu toprağın insanı burada yaşıyor, hayatını burada devam ettiriyor ama öbür tarafta buradaki insanlarla kardeşlik bağı olan insanların soykırımında gidip destekte bulunuyor. Bu memleketin düşmanlarına karşı destekte bulunuyor onlarla beraber, bu ülkeye karşı olanların yanında bulunuyor. Bunun vatandaşlık mantığıyla bağdaşması mümkün değildir. O yüzden bu kanun teklifinde, bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılmasının öngörülmesi çok yerinde bir tekliftir. Bir diğer husus ise mal varlıklarına el konulmasıdır çünkü bu kişiler sadece bedeniyle, canıyla, varlığıyla değil aynı zamanda mal varlığıyla da siyonizme destek vermektedirler. Bu yönüyle yasa teklifi çok yerindedir ve hemen yasaya dönüşmesi gereken bir tekliftir. Meclis bilindiğin gibi temmuz ayının sonunda kapanacak ve eylül veya ekim ayında açılacak.  Bu tatile varmadan yani tatil sonrasına ertelenmeden halen devam eden bir soykırımla ilgili olduğu için bunun kesinlikle hemen yasalaşması gerekir diye düşünüyorum.” cümlelerini kullandı.

“Yasa teklifini antisemitik olarak nitelendirmek çok yersizdir ve kötü niyetli bir yaklaşımdır”

Yasa teklifine antisemitizm yaftasını yapıştırmaya çalışanların oldukça kötü niyetli ve dış bağlantılı kişiler olduğunun altını çizen Sayan, “Bu yasa teklifinin Sami karşıtlığı ile hiçbir alakası yoktur. Antisemitizm dediğimiz şey Sami ırkına düşmanca yaklaşım veya yahudilere toptan olarak bir düşmanca yaklaşımı ifade eder. Bu yasa teklifinde yahudilerin cezalandırılması gibi bir şey yok. Her kanunun ve yasanın olması gerektiği bütün şartları taşıyor genel ve soyut bir yasa teklifi var. Bir ırka yönelik değil, siyonizme destek olan, siyonizmle suç ortaklığı yapan kişilere yöneliktir. Bunların suçlarına yönelik cezalandırmayı mümkün kılan bir yol öneriyor bu yasa teklifi. Bu yasada düzenlenen suçu işleyecek olan kişi Türk de olabilir, Arap da olabilir, Kürt de olabilir, Musevi de olabilir, Hristiyan da olabilir; yasa Yahudi'yi cezalandırmıyor veya Hristiyan yaparsa cezalandırırım, Türk yaparsa cezalandırmayalım gibi bir teklif içermiyor. Siyonizme destek olan her kişiyi, onun soykırım suçuna ortak olan her kim olursa olsun cezalandırıyor. Bu yönüyle bu yasa teklifini antisemitik olarak nitelendirmek çok yersizdir ve kötü niyetli bir yaklaşımdır. Kaldı ki biz bu iddiaya yabancı değiliz. Zira siyonistler bütün kirli suçlarına, bütün vahşi cinayetlerine savunma olarak, bir zırh olarak antisemitizm yaftasını yapıştırmayı bir adet edinmişler. Kendileri her türlü suçu işliyor, her türlü haltı yiyor ve her türlü vahşeti işliyorlar ondan sonra da kendilerine yapılan eleştirilere de bu eleştiriler antisemitiktir, yahudi karşıtlığıdır yaftası yapıştırıyorlar. Bunların tutmayacağı aşikardır. Bu iddialar ancak iddia sahiplerinin, bu yasa teklifini antisemitik olarak nitelendirenlerin siyonist uşağı olduğunu gösterir.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)

Kaynak: ilkha